1 Haziran 2016 Çarşamba

SÖYLEM TEYZENİN AFYON MIZRAKTEPE MACERASI

Haftasonu kültür turları kapsamındaki Söylem, hintranet sörfünde kendine obsüyon aramaktadır. Kriterleri girer;

Ulaşımı düzgün
Sosyal konaklama varyetesi yüksek
Tarihe beşiklik yapmış
Suç oranı sıfır olan
Suyu havası doğası zengin hatta mineralli
Denizi gören dağlara sıfır bulutlara değen
Yerel halkın kültürü ıso 9002 ve üstü
Extreme sporlara uygun
Gece ile gündüz sıcaklık farkı 5 derece ve altı
Fay hattının geçmediği
Kültür ve turizm bakanlık onaylı
Milli park statüsünde ve mavi mor eflatun bayraklı
İstanbula yakın
Gecelik konaklama bedeli 35 lira ve altı all inkülisif
Muhtemel bir 3. dünya savaşında saldırıya uğrama ihtimali olmayan
Savaş deprem ve diğer tehlikelere karşı sığınak özelliği taşıyan
Türk ve dünya mutfağının en geniş alternatiflerine mugayir ....

gibi özetini çıkarttığım kriterlere istinaden SEÇ tuşuna basar.

Karşısına 1 dakikalık bekleme sonrası "56 chavrolette coupe bazalt kırmızı" fotoğrafı çıkar. Hatta aracı şişman bir rahibe kullanmaktadır.

Söylem teyze rahibeyi aynen bir penguene benzetir, penguenden aklına güney kutbu gelir, güney kutbundan aklına kutuplaşma gelir, kutuplaşmadan aklına savaş gelir, savaştan aklına mızrak gelir, mızraklı bir yer arar, yanına sayfiye turizt söylem gibi yardımcı kelimeler yazar ve MIZRAKTEPE valizi hazırlanmaktadır bile...

En iyi remli bilgisayarın kendi beyni olduğunu kavramıştır ve teknoloji düşmanıdır artık. Cep telefonunu ve aboneliğini iptal eder, mailini çökertir, bloğuna virüs bulaştırır, arabasının uzaktan kumandasını manuele çevirtir, banka otomotik ödeme talimatına para havale etmez, hatta ve hatta tuvaletinin rezervuarına varana kadar, yerine maşrapalı sistemi adapte edene kadar.

Trenle bolvadine varır, yol boyunca insanların kendisine bakışına anlam veremez, bir tane çocuğu trende köşeye kıstırır ve sorar:

-Bana baksana sen, neden bana baktığında sinirimi bozacak şekilde gülüyorsun?

-Ama abla yazın ortasında sırtında kayak takımı, kamera şakası mısın diye mallığa vurmamak için gülüyorum der.

-Söylemin bünyesinde taşıdığı öğretici ve eğitici hasletler suyüzüne çıkar, hatta Atatürk devrimlerini anadolunun ücrasına taşıyan bir cumhuriyet öğretmeni edasıyla:

-Bak sevgili çocuk, sen eğer okulunda yurdumuz ve sosyal bilgiler dersini iyi çalışsaydın, Afyon ilimizin öne çıkan özelliğini bilebilirdin, hatta bana rehberlik eder ve 50 dolar kazanabilirdin. Şimdi söylüyorum ve bunu aklına iyi yaz!!!

"AFYON'UN KAYAĞI MEŞHURDUR."

Söylem trenden iner, afyon cumhuriyet meydanında ilerler, yorulur, meydandaki hababa çay bahçesine kurulur, kendisi artık bir gezgin, bir seyyah, bir modern zaman markopolosudur. Keyifle bir kahve söyler, anıta karşı içer, Atatürk hatta marks, hatta engels, hatta çeguvarya, hatta eva peron, hatta evliya çelebi, biraz rambo, biraz edison, biraz kolomp, yani ne kadar tarihi şahsiyet varsa bu kahvenin tadında harmandır.

Sonra kahve ile canlanan zihni uyanışları ona mutlaka bir kalori yedeklemesi yapmasını söyler, meydanın karşısında bir tabela görür: Mc BOMBA. Hemde özel menü tercihini müşterilere sunan bir yerdir burası. Dürümcü teyzeden yarım metrekarelik bir lavaş kestirir. İçine Afyon sucuğu, afyon kaymağı, zerdali reçeli, ısırgan otu enzimi, kavurma koyun eti, badem lapası, anzavur balı, ve ismi ilginç olduğu için "şişman yarimin gamzesi" denilen sostan koydurur. Yer.

Sonra meydandaki dolmuşçulara Mızraktepe'yi sorar, dolmuşçular kendi aralarında münazaradan sonra, mızraktepe diye bir yer bilmediklerini, ama kendisini oraya 100 liraya götürebileceklerini söyler. Söylem teyzenin içinden dolmuşçuları linç etmek geçer, ama mızraktepeye ulaşmadan böyle birşey yapmayacaktır. En iyisi kendine daha bozulmamış ve tarihi iyi bilen bir yaşlı insan aramaya başlar. Arar sorar ve yörenin en yaşlısı olan Kara Fatma lakaplı Fatma Kara'yı bulur, Mızraktepe yi sorar.

5 dakika sonra fatma ninesi ona boz eşşeği koşullayıp, kendisi rehber, Söylem yolcu, yola çıkarlar.

Kara Fatma aslında bilinen bir efsaneye göre afyon ormanlarında yaşayan Mutant korku kapanı elemanlarının resmi turist tedarikçisidir. Aynen hizmeti koşulsuz şartsız sağlayarak müşteri memnuniyetini kazanan, sonrada onlara yüklü fatura kesen uyanıklar gibi. Sözün özü, Söylem Teyze, sabahın ilk ışıkları orman dallarından yüzüne vurduğunda, kendini boz eşşeğin yelelerini okşarken ve uyanma safhasında bulur. Fatma nine şavkı vurmaz yüzüne çünkü ikilem durumundadır, yani eşek ve kendisi.

Onu uzaktan izleyen 3 mutant yamyam kendi aralarında fonetikle Söylem teyzenin pişirilme ve haşlama yöntemlerini tartışmaktadır fısıltılarla: Kulak verelim,

Kel olan:( google translator ) Biraz kemikli, bence pirzola yapalım.
İri olan: Çok ziyan etmeyelim, eti çıkarsa pastırma, çıkmazsa kemik haşlama yapalım.
Kel ve iri olan: Canlı canlı yiyelim vitamini kaçmasın.

Ve üçübirarada, yüzünü orman çiyleri ile yıkamakta olan Söyleme doğru hucüm ederler, ve o tuhaf kahkahaları ile Söylemin kaçmasını dilemekte ve onu avlamayı planlamaktadırlar....

Yaklaşık 3 saat sonra, Afyonkarahisar organize suçlar büro amirliği binasının önünde, önde Söylem Teyzemiz, ve arkasında "etkin pişmanlık" yasasından yararlanmak isteyen 3 mutant yamyam korku kapanı vahşisi basın toplantısı yapmaktadır. Kendilerinin çevirmenliğini Söylem teyze yapar, özetle,

- Biz ormanda yıllardır 2000 civarında insanın günahına girdik ve onları yedik, yaktık. Yaptıklarımız bir iğrençlik, bir vahşet ve sonsuz bir gafletin hezeyanı sonucudur. Bugün sabah saatlerinde karşılaştığımız ve bize farkını yansıtan birisi, yani yanımızdaki bu melaike sayesinde ait olduğumuz insanlığımızı hatırladık ve buradayız. Tekrar huzurlarınızda teşekkür ediyoruz.

-Olay nasıl oldu, biraz ayrıntıları verebilir misiniz? ( Afyon Havadis muhabiri )

-Elbette, kendisine sabah saldırı halinde yaklaştık, normalde insanlar ya kaçar yada anında korkudan bayılır bizimle karşılaşınca. Adı üstünde korku kapanı. Ama Söylem hanım bizi görünce kesinlikle korkmadı ve fotograf makinesi denilen cihazı eline alarak, bizi resimlemeye başladı. Şaşırdık ve yutkunduk. Kendisi fotoğraf çekimi bitince bize,

-Çok ilginç bir misafir karşılama yöntemi, emin olun hawaide bile bu kadar yaratıcısını görmedim. Sabah sabah güne dinamizm ile başlamamı sağladınız, dedi.

-Biz şaşkın salak birbirimize bakarken, tam bir lider gibi yanımıza geldi, çok samimi bir ses tonu ile, yaşadığımız hayatın çok doğal olduğunu, kendisi bir şehir kadını olmasına rağmen, köy veya dağ insanı ile çok daha etkili bir iletişime geçtiğini söyledi. Hatta trendeki çocuğa bile laf anlatamadığını ekledi. Sonunda bize "ne kadar en yakınlarına anlatamadığı iç dünyası varsa" onları anlattı, biz anormal etkilendik, kendisi bize bazı yazılarını ciltlemiş bu kapsamda ve o yazıları bir hazine gibi verdi, ve biz uzun hapis yıllarımızda bu yazıları okuyarak eğleneceğiz.

Ne gibi yazılar acaba bunlar sayın mutant?

Mesela, yazgı, babaannenin anıları, bir eğe düşü, şiirlerin anlamı, ben artık bir spor aşığıyım, ve hatta kimseye yayınlamadığı "gonçik kuşu 2" yazılarını bizimle paylaştı. Huzurlarınızda ona son bir şey SÖYLEMek ve teslim olmak istiyoruz:

-Mükemmel yazılar yazmışsınız, hayatımızı değiştirdiniz, içten ve sahici, çok teşekkür ederiz!!!!!


merak edenler için:

http://video.bilgiblog.com/video/sinema/271494/korku_kapani_sinema_film_video

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder