11 Eylül 2009 Cuma

ETİ CİN

Şu yolların dili geçmiş zamanı olsada konuşabilse....

Biri beni okuyor, biri kendine saldırılmasından memnuniyet duyuyor, okumasa ortada dert yok, hüzün yok. Kendisi odak alınmadığında ise çıldıran muharebesine giriyor kendiyle, ki bu en tehlikeli an. Ağzından çıkanı duysa veveya bilse şaşılacak hayret bir şey.

Bu bloğun bir yazıcısı ve birbiriyle alakasız 4 izleyicisi var farklı frekanslarda. Mecranın çapı bu kadar, bin kişiye bile ancak 4 senede ve kaliteli yayın babında ulaşılması mümkün, olsada yine kimkimelik dumdumalık hakim ortak olur. Gelir geçer.

Sen bence kuruntulandığın bu kurguyu içinde tutan mecrayı kendine boşuna derd ediyorsun. Gel etme eyleme, acı söz söyleme, kötü niyet de yok, tarihi mayınlayanda, elifi gayınlayanda.

Maksadım didişmek de, deanlayayım.

kurtlar ZIRTAPOZ

Polat, Mematiye döndü ve uzaylılara karşı kendisini korumasını istedi. Mematinin kurşunu bitmişti. Cevabı bitmemişti:

-Usta sen boşluğa kayyy, ben göğsümle siper olurum.

-Olmaz Memati, kurşun bittiyse, bitmiştir, benim yiğit ölülere değil, canlı ölülere ihtiyacım var, bari ölü taklidi yap, uzaylılar dahi bilir, ben ölmeden senin ölmeyeceğini.

-Kafam karıştı usta, yaşarken öldürme bizi, hem bu uzaylılar canlandırıyomuş adamı usta.

-Kes memati, ölü taklidi yap, bakalım ölüyü canlandırabiliyorlar mı?

( polat ve memati'nin meçhul bir çiftlik evinde beş altı rus güzelle yaptığı "Uzaylılar Saldırıyor" fantazisinden uyarlamadır. )