3 Mayıs 2016 Salı

KUŞLAR AĞAÇLAR SONBAHAR VE RUHİ UYUYUŞLAR

İnsan ne yapsada vicdanındaki taşı dik tutsa?

Elden kayanlar, gidenler, dönmemek üzere yitenler ve uzayıp giden evren. Bu sorularla baş başa kalmak demek, zaten tekbaşına yıpratıcı iken, birde sonbaharda dökülen yapraklar ve göçeden kuşlar. Sanırım dünyanın dönme hızını bile yavaşlatıyor hüznüm, içimdeki kasvet ve dünya döndükçe uzaya sürtünüp durmam.

Bu konuda ayıları ve sürüngenleri takdir etmek gerekiyor, kendileri mevsime uyuyarak ve nadasa çekilerek tepki veriyorlar. Ayı olmaya özlem duymak bile kısa mustafa tarihine not düşülecek bir ayrıntı.

Elbette insan ne yaparsa kendi için yapar, namazı niyazı büyüttüğü çocuğu, aşkları, aşk sandıkları ve tavanarasındaki sandıkları.

Birde kabul etmeme var, başeğmemek var, isyanlar var kısacası.

Bunlardan sonra durman gereken nokta ve bu yeni noktaya alışma gayretleri var. İşte devinim dedikleri bu olsa gerek. Ki ben her tanımı yaşayarak tanımlayan bir cemiyet.

Tabiattaki en şerefli canlı insan ise, ben bu durumda üç şerefeli bir cami olduğumu sanıyorum ve bu sanmam bana yetiyor. Yinede canımı alırken Allahım ismini dile getirmemi benden esirgeme, bana zararı dokunan herkesi affet, onlara harcadığım umutlarla cennet bahçelerine aksınlar, beni bir kavanoz yağmur suyunda bekletsinler, güneşlerin ışığından ve gecelerin ayazından muhafaza etsinler.

Cennetlerine bahar gelince uyandırıp, ekmeklerine sürsünler...

Gittiğin yerlere selam söyle

Öylesine bir güz mevsimine girdi ki insanlık, artık mutluluk denen formülleri arar olduk evrende. Bir güneşe muhtacız ayrım olmaksızın hepimiz, bu rüyayla diyar diyar gezen kavimlere benzedik.,

Mustafa adıyla yazdığım bütün yazılarda bu mutluluğun iskeletini kaynaklamaya çalışan bir bedevi oldum, ister şeyh diyin ister şıh, her tepenin içindeki krater gölüne dalacağım mevsimsiz ördekler gibi.,

Bana mutluluğun formülünü bulup bulmadığımı sormayın, ben beni yaratanla buluşmamda soracağım kendisine bu sırrı, belkide onu tanımakla cevap bulacak bütün sorularım.,

Şimdi mezuniyetinizi dilekçe verdim bulutlardaki makamlara, artık sorgu sualinizi göklere sorunuz.

Şimdi atlarınıza, davarınıza, koyun yada keçinize ne varsa bininiz ve gittiğiniz yerlere selam ediniz benden. Eğer ayrılmak zorsa benden, memnuniyetle defolunuz, ister kendinizi tekrar ediniz ister dünyayı devran ediniz,

Dünya yuvarlak, durduğumuz yerler durduğunuz yerlere gelince benim selamımı bana getiriniz.

KEDİ GÖTÜ MASALLARI

Kedi götünü görünce yara zannedermiş.

Ne batı ne doğu, ne müslüman ne hristiyan, ne medeni ne vahşi, ne modern ne ilkel, herşeyin ama herşeyin arasında kalmış bir toplum olarak bende bazı yaralarımıza parmak basacağım.

Facebook merkezinde yaşayan insanlarımız var, çoğunluğu genç, çoğunluğu taze. Her hareketlerini facebooka yansıtan, boktan boktan paylaşımlarla var olmaya çalışan, ve efsanelere inanan bir toplum. Karı veya erkek düşürme işini facebook'a endekslemiş, fazla paylaşımda bulununca hayatlarını garanti altına aldığını zanneden şekilciler. Suni döllenmiş toplumun meyvaları. Asosyallik akıntısı.

Birde; çarşaf çarşaf konut site emlak reklamları var tepeleme. Neymiş efendim, son 3 konut, yok son yüzde 10 kalmış, yok daha başlamadan satılmış. Öyleyse neden yüzlerce sayfa ilan? Bu kadar patırtı? Saf halkımı aptal yerine koymak neden?

Topluma hiçbirşey vermeyen programların ağası Acunun görünen serveti 50 milyon dolar, demekki boşluk içinde hoşluk denilen şeye yatırım yapmak çok kazançlı.

Saygıdeğer futbolumuzun ekonomik büyüklüğü senede 4.5 milyar dolar yani ilk 15 içinde yeralan bir büyüklük. Oynanan futbolun değeri ne derseniz, en fazla 15 milyon dolar, yani 1/300, hani benim 299/300 nerede anne?

Tayyip yandaşlarının piyasadan yaptığı emisyon için farklı değerlendirmeler var, kimine göre 300 kimine göre 500 milyar. Bence fazla değil, zira Tayyip iktidardan inince bu paraların hesabını çok ağır ödeyecek, tahminen müebbedin ağırı, 21 inci yüzyılın son politik idamı. Tayyip yılın adamı.

Cem yılmaz tahminen Mahzunun yönettiği bir filmde oynayacak. Bkm oyuncuları ile kenter oyuncuları birleşecek, anadolu ateşi ile paris crazy hors gurubu birlikte gösteri yapacak. Silvistre stalon bodruma yerleşecek, burus vilis tayyibin seçim kampanyasında yer almak için thy reklamında oynayan adamla rekabet edecek, kurtlar vadisi yayından kaldırılacak, seyyal taner fırtınası esecek, balinalar karadenize geçiş yapacak, artist politikacı birliktelikleri artacak,

Mustafa hep burada olacak...

Cübbeli Ahmet Hocaya Rakip: Tangalı Mehmet

Artık o eski "sinik" muhafazakar kesimler yok, yerine medeniyetin her türlü silahını kuşanmış islami cemiyet var, ki onlar teknolojiyi senbenden daha iyi kullanıyorlar.

Cübbeli hoca ve teşkilatı örneğime bakarsanız, bu oluşumun en kabuklu ve su yüzündeki adası ile karşılaşabilirsiniz. Ekonomik ve siyasi paylaşımları ile kuvvetli bir binada yaşıyorlar. Özel veya kamuya ait ihale vede kazançlı satın almalarda, cübbelileri görebilirsiniz ama cübbesiz halleri ile.

Zaten bu bahsimde malumu ilan etmeyeceğim, ben anlayacağınız gibi, sanal kahramanlarım sayesinde her işin üstesinden gelen akil adam olarak, ve yine zıtlıklardan hareketle, bir karakteri zihninize salacağım...

!Tangalı Mehmet!

Tanga diye bir kasaba veya mecra aramayın, bildiğiniz tanga bu.

Kıçın arasındaki boyut. Seksiliği veya iğrençliği bakandan bakana değişen giyim ve hayat tarzı.

Tangalı Mehmet, öncelikle mazbut-mütevazi standartlarda gelişmiş bir tür. Benim bakışıma göre 4. tür.

Tangalı Mehmedin üzerindeki takım elbise; günün modasına uygun, marka, ve stil sahibi.

Tangalı, girdiği her ortamda hem cetvel görünümü, içindeki fit vucüdü ile telefonu, lep tabı, tekno teknolojisi ve gündeme olan hakimiyeti ile, ortamlarda vazgeçilmez bir tür. Tangalının en büyük popülarite kaynağı; birinden aldığı istihbaratı diğerine taşımak, ifade özgürlüğü gücünün sahibi o sanki

Tangalı, gündemi takibeden yapısı, devamlı bir projenin yapıtaşı olması, ve benzeri hasletleri ile, güçleri yanyana getirebilen bir oluşum adamı. Tangalının en büyük yatırımı; bakımlılığı, ve büyük adamlık yolunda bir adam olduğunun reklamasyonu.

Tangalıyı şayet otobüste görürseniz, bunun tek açıklamasalı arabasının serviste olduğudur.

Tangalıyı şayet döner yerken görürseniz, bunun tek açıklamasalı geçmişe bir anlık özlem duymasıdır.

Tangalıyı şayet eciş bücüş bir kız ile görürseniz, bunun tek açıklamasalı tangalının akrabası bir kızı gezdirmesidir.

Tangalıyı şayet belgrad ormanında görürseniz, bunun tek açıklamasalı tangalının kemer golf clüpten döner iken yürüyüşü tercih etmesidir.

Eğer biz bayan iseniz, tangalıyı ile mutlaka tanıştınız. Onun kıyafeti, bakımlılığı ve büyük ideallerin adamı olması ile sizi "haketmiştir"

Eğer bir erkek iseniz, tangalıyı mutlaka tanırsınız, üstteki özellikleri ile sizi kullanmış, ezmiş ve karşılıksız saygınızı kazanmıştır.

Şimdide halen daha anlayamayanlar için; Tanga ve tangalı bahsine geleyim.

"Üzerinde aslında el kadar kumaş, ama yalan ve imajlarla onu öyle bir çekiştiriyor ve genişletiyor ki, sanırsınız üzerinde şık bir takım elbise var, yada Tanga sizin gönüllü inanmak istediğiniz şey sadece"