11 Eylül 2010 Cumartesi

EVRENİN SINIRINI ZORLAYAN SORULARLA KARŞINIZDAYIM

Fazla rikkate, dialize, consülütasyona girmeden, kapsamlı soruşturmama başlıyorum.

Petrol yakıtı, yani yeraltında inorganikleşmesini tamamlamış eski canlıların bilcümle bedeninin, çökerek, eriyerek, yağlaşarak, difüzyon ve arınmalardan sonra gelecek nesillere bırakıtı olan madde. Tanım doğru sanıyorum.

Ahretsel tanımlamalarda ise belli benzeşmeler var. Ölme sonrası. Biliyorsunuz bedenimizde bazı kraliçe hücreler var, ve bütün bedenin yaşamı bu kraliçe hücrelere hizmete odaklı. Daha çok gen taşıyan hücreler. Söylem şimdi ayağa kalkacak ve diyecek ki, beyin dahil göz dahil bütün hücreler ayrışır!

Sen zaten apayrısın. Referanduma odakla kendini.

Buradaki sorum şu. Acaba ruh dediğimiz bileşenin yolculuğu, kraliçe hücreler üzerinden, bedenin aşamalarına şahit olarak bize birşeyler mi anlatıyor.

Mesela yanacağımız gerçeği. Kraliçe hücrelerimiz petrole dönüştüğümüz andan mı bahsediyor, sonra, yandıktan sonra, karışacağımız atmosfer cennetimiz mi.

Yani ilahi bağlantı, ve petrol oluşum süreci ne kadar kardeş, yoldaş, kaderdaş?

dÜNYAYI ZIPLATMAYA DEVAM EDECEĞİM.