4 Mayıs 2016 Çarşamba

EŞKIYA'NIM

Teslimiyet sana olursa ne güzel şey.
Benim gibi di'li bozuğa bile şiirler üfleten.
Senin olmak ne lütuf şey
Sonsuza kadar yörüngende dönme amacına sahip olmak.

Senden haber beklemek ne kutsal şey.
Hayatın içine umut saklatan
En derin kuytularda telefona sevgili diye bakmak
Ve senin uzaylarında yorgansız uyumak.

Seninle sahilleri arşınlamak ne hülya birşey
Zamanı tersine döndürebilmek
Umut diye inleyen kanserli hastalara
Acıları düzleyip, yaşamı ipe sermek.

Senin onda birin olmak ne zengin birşey
Yaradan bana eğlence yarattı diye önemsenmek
En soğuk buz denizlerinde bile
Sıfırın üstüne çıkabilmek.

Sana konu olmak ne şanslı birşey
Bir çölün ortasında yağmurla dansedebilmek
Adı sen olan bir tepeye tüneyip
Uçan bütün bulutlara eşkiyalık yapabilmek...

RESMİ'Mİ NE YAPACAKSIN

YAŞ 39 A dayadı, az gün önce, bazı dostlar hatırladı, hatırlamayan sınıfta kaldı.

Ama bak sen şu delinin zoruna, resmimi görecekmiş, fikrini örecekmiş, sen ne yapacaksın benim resmi'mi, bu kadar resmiyete ne gerek var, ama o sadece bir resim, belki altında isim.

Peki madem resmii'yiz, al sana resim.

Büyük burun, büyük dudaklar, kocaman kel bir kafa, bir gözlük var etrafında, sağ üç, sol üç numara.

Omuzlar Allah için geniş, iri bir kalp var altında, ciğerler biraz isli ama, şu zamanda bir numara.

Mide geniş ve oturaklı, her şeyi yemez hasbam, biraz kalite odaklı.

Spor mpor çalışmış, çeyrek göbek misafir, ama yapı muntazam, ferahlatan manzara.

Kemikler iri ve sağlam, senide taşır hatta.

Boy bir yetmiş sekiz civarı, 78 x 1 değil 100 + 78, belki omzuma gelirsin, rahattır uyuması.

Gerisi teferruat malumat, kendini bana anlatma, karşı duvara anlat, görmek mi istiyorsun, o zaman gözlük çıkart.

Edebiyatım 10 üzeri 9 sa, fiziğim yanında marmelat.

SWAT ( sivot ) ANALİZİ

Hayata tutunduğumuz noktanın analizi için bir sağlama yöntemi geliştirmişler ve adına SWAT analysis demişler, güç ve zayıflıklar sentezine yarayan.

Şirkette yapar devlette, ama en tutarlısı kendi kendimize yapacağımız olandır.

Ülkemin insanında sıvot analizi yapmaktan çok yapmama yönünde bir alışkanlık var. Zira ben dahil kimi tanıyosam sivotluk bi durum sözkonusu değildir. Biz doğuştan sivot analizliyiz.

Kişisel gelişim kitaplarında ki hiçbirini okumadım, genel format; sivot analizinin cazibesini arttıran, ama sert olmayan sadece cezbedici cümleler ile samimi sivot analizlerine davetiye çıkaran içerikler sözkonusu.

Öyleya; neden bir kişi ayda 100 binler kazanırken bir diğeri ayda 650 liraya geçinmeye mecbur? Birinin sivotu kesin yapılmamış ana hangisinin?

Bir adam haftada en az 5 bayan ile felekten çalabilirken, bir diğer adamın kız yurdunun önünden geçerken ancak cinselliğine kulp bulması nedendir?

Yada benim evime giren paranın tümünün bir sosyetik hatunun bakım giderlerinin yanına uğrayamaması nasıl açıklanabilir?

Durun açıklayayım:

Mazlof denilen toplumsal üçgenin her bi katında bir kiracı güruhu oturmaktadır. En üsttekilere göre en alttakilerin ve en alttakilere göre en üsttekilerin yaşam döngüsü kesinlikle anlamsız, kesinlikle mantıksız ve kesinlikte açıklanamaz niteliktedir. Ortadakiler ise üstten alta devirdaim yapıp duran sevdalılardan oluşur, akvaryumdaki balık benzeri döner dururlar, boşuğunu bulduklarında yada mecbur kaldıklarında alta üste yerleşebiliyorlar fakat ortadaki devirdaimlerine devam etmeyi sürdürerek. Zaten balık benzetmesi bu yüzden, asitede düşseler katrana da, bu balık halleri süregeliyor.

SİVOT ANALİZİ DENİLEN ŞEY İSE SADECE BU ORTA YERDE SALINAN BALIKLARIN DAHA HIZLA YÜZMESİNİ SAĞLAYACAK BİR HAVUÇTUR. ALTTA YADA ÜSTTTE YADA ORTADA NEREDE OLURLARSA OLSUNLAR, MUTLAKA AYNI ANDA BİR DİĞER YERDE OLMALARINI TAVSİYE EDEN SIVOT BİR ALİCENGİZ MESAİSİDİR.

ŞİRKETLERDE İSE TOPLANTILARIN İSTİHDAM YARATAN BİR ENSTRÜMANIDIR. ZATEN YETERİNCE PARASI VE İMKANLARI OLAN ŞİRKETLER SIVOTUNU ( NIRVANA ) TAMAMLAMIŞ KURUMLARDIR.

Sıvotu olan ?

KADINLARI TANIRKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Erkek odaklı yazıyorum, penceremin markası olduğu için.
Kadın neden güzeldir, erkek için sunulmuş olduğu gerçeğiyle, sosyete için farklı olabilir olsada.

Kadın sadece ondan doğacak çocuğun güzel olma ihtimalinin aynası olduğu için güzeldir.

Doğurmayan kadın güvensiz, mesafeli, ketum, düşmanca ve maymun iştahlıdır, kendi yarattığı değerlere tapınır, çünkü; değerler kutusunu dolduracak bir varlığa sahip olmamaktan.

Hayattaki ikincil sıfatını kendire yedirememekten.

İyi kadın nedir, nerde bulunur dersek.

Kadında el ve ayağa dikkat edin, uyum vasfına dikkat edin, sizi hangi boşluğunun yerine koyduğuna dikkat edin, sizin için neleri feda edebildiğine dikkat edin, sizin için vazgeçtiği şeylerden biri zamanla siz olabilirsiniz ihtimaline dikkat edin.

Kadında anatomi değişkenine dikkat edin ama odaklanmayın, mesela çinli ve japon kadınlar görüntüde en kifayetsiz olmalarına rağmen, eşine en çok fedakarlıkta bulunan yaşam formlarıdır, analık vasfı hariç. Çünkü erkeğini tanrı bilirler, çok acayip ama görüntü ve gerçek burada bile farklı.

Mümkünse etnik olarak sizden farklı bir eşe sahip olun, aradaki köken farkını kapatmak için ekstra uyum çabasında bulunurlar.

Kadında mutlaka bir bahar havası olmasına dikkat edin, her mevsiminizi bahar yapma çabası sizi yükseltecektir, eğer bir kış yada vamp havasına sahip kadınların peşinde koşacaksanız, otokontrolü elden bırakmayın, en karizmatik canlı olarak gözünüze gözüken bu türler, ilk fırsatta sizi cehennemine atacaktır.

Kadınları bu derece analiz eden biriysen şayet mustafa diyeceksiniz, bu kadar şikayet neden diyede soracaksınız.

Sanırım verdiğim önemle alakalı, rakibe duyulan saygıyla alakalı,

BLOKTAKİ ADAM KİM, BEN KİMİM, BLOGDAKİ ADAM BEN MİYİM

1 YIL BİRDE 4 AY OLMUŞ BEN BU BLOĞU ATEŞLEYELİ.

Aslında sözlük anlamı günlük ( diary ) olan bu oluşumu ne hallere sokmuşum, amatör yazarlık mecrası yapmışım. Duygumu hissimi heyecanımı, uhreviyat komedi aşkımı, tüm hücrelerimi burada yazılarla aktarmışım.

Bi sürü sanal karakter ağırlamış ve kendimide burada aktarmışım, işte böyle kırklamışım.

Bi arkadaş, bloğumun ağlarına takılmış ve sormuştu, blogdaki adam sen misin mustafa?

Çok riskli soru çok tehlikeli manzara, dikkatle atılası adımlar bu sorunun cevabında.

Bir adamın düşünce gücü ve tiyatral fantazileri ile, o adamın varlığı ve birliği ne kadar eşgüdüm durabilir? Bu adam dünyasına karşı mı koyabilir, dünyasının peşindemi koşabilir?

Basit düşünürsek, denemeler ile ne amaçlamaktadır, elde etmiştir?

Formülümde şu denklem ile yürürsek, ki matamatlaştıracağız,

Geçmiş e kare dü tecrübe böl yaş duygu ekle, m2, c2, ye kare, ekle fantezi çıkar sentezi eşittir blog.

-P^2x&/40+EQ*M2Y2(+)f-"=Bl

Şimdide tahminlere geçelim, blogda kendisini anlatan adam ne kadar mustafa ile benzeşmektedir?

Bir kere bu ikili gayet uyumu yakalamış ama aralarında bişey yok.

Bu ikili her ne kadar birbirlerine özensede, bazen aynı kimlikte buluşuyorlar, ama sığışamama dertleri yok.

Bu ikili hernekadar yerde gezselerde, bazen havada çarpışıyorlar, ama kanatları yok.

Bu ikili hernekadar birbirini tamamlıyorsada, birbirleri olma ihtimali yok.

Bu ikiliden mustafa olan gerçek, başka bir mustafa yok.

SENİDE ANANIDA

Hayat dediğimiz 2 kapılı bir handan ibaret. Yani anlayana ful ibret.

Ama hayat adamı olmak var hayat kadını olmak var.

Bazılarının annesi öyle işte.

Egoları ön koltukta gidenleri kastediyorum. Diğerlerini ötekiler sayanları.

Hayat gailesi kavanozuna "herkezi ekarte et, ekarte etmek için yaşa" cümlesini koyanları.

BİR ALIRSAN BİR VERECEĞİNİN RESMİDİR RESMİNİ GÖREMEYENLERİ.

Ama ne şüphe, ona ne şüphe.

Derinlerden gelen bir gizem olduğumu varsayın siz.

Masal ve hikayelerde geçtiğimi.

Kötü korku filmlerinin anafikri olduğumu.

HERKES ANAFİKRİMİ SORUYOR, BABAFİKİR ŞOK YAKINDA.

İyi afiyet olsun şimdilik size. 2, bir emre kadar ekarteye devam edin. Durmayın.