30 Ağustos 2010 Pazartesi

SEDASIYLA

KALDI 10 GÜN,

ayrılıklara az kaldı, zavallılıklara az, günahın şemsiyesinin 10 günü kaldı.

Oysa seninle ruhumun üzerindeki pası tozu silebiliyorum. Sana haksızlık edenlere bu gerçek yeter.

Bazısı seni anlayamıyor, diyorki - ben ilaç alıyorum, ben müdürlük yapıyorum, ben açlığa dayanamıyorum.

Oysa öyle bir ilaçsın ki yanıbaşımdaki, senden bir tane yutanın ahreti netleşiyor, senle bir gece uyananın, senle bir daha görüşenin.

Evet halsiz kaldım, susuz, hatta kavrulmaya bile yüz tuttum çalıştığım yerde, ama Allahın emri sensin ya, cennet gülleri açtı bağrımda, çatlayan dudağımda, amaçsız atan kalbimde.

Uhudta peygamberin askeri bile olabilirim sayende, hiradaki güvercin, kabedeki harç, hatta giyebilirim hırkai saadeti.

Geçen gün ne konuştum biliyor musun, bu hırkai şerif acaba nano teknoloji ile mi örüldü diye, sonra güldüm kendi düşünceme, Peygamber giymiş onu, nano bize yeni, nano bize ilginç sadece.

Sen bunu bile düşündürdün bana, son gününün son iftar dakikasında ağlamak geleneğim var,

bunu hangi teknolojiyle yapıyorsun, işte buna şaşımaya devam edeceğim.

Sana sendeyken veda etmem yüreğini burmasın, sen en derinimde akansın. Kefenimi yıkamaya başla emi;

Mustafa Sinan - Ramazan 2010...