25 Kasım 2010 Perşembe

Bakın şu topun zıpladığı yerlere

Türk takımları şu son dönemde oynadıkları maçlarda resmen AGD sendromuna yakalanmış durumdalar. Yabancılarla bırakın rekabet etmeyi, götünde don durmaz bir pozisyondalar. En zayıf takımlara yenilip, biraz dişli takımlara karşı ise tecavüze uğruyorlar. Büyük Türk düşünürü vede taşınırı olarak bende bu konuya "genel çizgimden" bakacağım...

Futbol dediğimiz 7-8 temel harekete bağlı ve alt zeka ile birleştirilerek oynanılan bir taarruz sporu. 1840 larda ortaya çıkmış ve dünyada 2 numaralı spor. ( zekz'ten sonra )

Konuyu dağatmadan:

Türkiyede fazla önemsenen her efsane gibi futbolcular da bu deli kasırganın şişirdiği etekler parçalanınca zemine çakılmaya başladılar. Hemde eteksiz olarak, yani bütün çıplaklıklarıyla.

Sanki çok önemli bir misyonun savaşçıları konumuna uçtular. Oysa hep birbirleriyle oynanan oyunun hiçbiyeri savaş değildir. Karınızla yatağa girdiğinizde yaptığınız şey alışkanlıktır, yani savaş değildir!

Gündemsizlik manasına gelen futbol bu şekilde ilahlaştırıldı, yani topla beraber iki kişiden sıyrılıp 8 metrelik ağlara top gönderen adam senelik bir milyon dolarlık adam oldu, bırakın bir milyonu "adam oldu".

Bu yüzden toplum orospuları olan -sosyete karılar, -lüks fahişeler, tv yorumcuları, ve gazete goygoycuları gibi varlıklar futbolcularla yatıp kalkmaya başladı. Yönetici maymunlarda adeta bakan başbakan oldular. Bir laflarıyla toplum ya ayağa kalktı ya yerine oturdu.

Bütün bu suni şişmenin paraya çevrilmesi gerekiyordu, ve şifreli maç yayınları ve akıl dışı paralar havalara savrulmaya başladı. Para futbolu yönetmeye başladı.

Kancık bankalar, hapisane giriş kartı olan kredi kartları, GSM markaları ( GSM: Götünüze Sevecen Muamele ) vesair kim varsa menfaat çevresinden hepsi ama hepsi stad çevresindeki eşek eti köftecilerin yerini aldı. Modern adı SPONSOR olan yani event pezevenkleri..

Birde teknik direktörler var, şu senede 2 milyon dolarlık adamlar, baktılar ki kendileri üçgenin tepesindeler, hepsi birer vali-bakan-müsteşar yada mafya babası oldular. Birde beraber çalıştıkları menejer denen tayfa. Komisyon rüşvet gırla.

Ve yine futbolculara gelirsek, antremana minibüste kaçak gelen yada lise kızlarının okul çıkışında bekçilik yapan adamlardı bağcılarda kartalda yenibosnada pendikte. Şimdilerde ise basit hezeyanları ile gündemi oluşturan kanaat önderleri oldular.

ASLINDA BÜTÜN BU AKTÖR VE FİGÜRANLAR BİR PLAYSTATİON OYUNUNUN KARAKTERLERİ. YAZILIMI BELLİ OLAN VE SİZE-BANA BİR PARÇA HEYECAN YAŞATMAYA YÖNELİK TİCARİ BİR KURGU. SPORU SPOR OLARAK GÖRMEK İSTEYEN VARSA ARAMIZDA GİTSİN ÇEKMEKÖY STADINDAKİ DEREÇAYSPOR-YEŞİLBİTLİSSPOR maçını seyretsin.

BU KADAR.