15 Nisan 2010 Perşembe

YİNE YENİ YENİDEN "İNLEYEN NAMELER"

Bu kutsal bloğu spor gazetesi yapmak gibi niyetlerim olmasada, "hayatıma işleyen nameleri" de dile getirmek beni cezbediyor aslında.

Haftasonunda Beşiktaşspor ile oynayacağız ve şampiyonluk denilen lezzeti ısırmaya başlayacağız. Beşiktaş bizim mahallenin 15 dakka uzağında antreman yapan bir kluptü 80li 90'larda. Onların antremanı bitince biz aynı yerde maç yapardık. Halkın klubü nede olsa. Rızalar, gökanlar, sametler, daha sonra feyyaz metin aliler, en sonunda İlhanlar, mansızlar, ahmetler, dursunlar...

Bücür milne gordon gelmişti beşiktaşın başına, bayıltırcasına antre ederdi beşiktaşlıları, ama sonunda 3 kere üst üste şampiyon olup paraya bayıldılar kendileri. Çalışan kazanır hesabı.

Evim halen beşiktaşta, maç günleri beşiktaşlı taraftar yığınlarının arasında geziyorum. Ama altın heryerde hesabı, Fenerbahçeliyim kalbimin her atışında.

Beşiktaşa 7 yıldır diş geçirememiş bir gençlik yaşadım, ama içimdeki hınç birtürlü bitmedi, en az 5 atmadan da biteceğini sanmıyorum, belki ötesi.

Bu yüzden, sırf bu yüzden, bu hafta maçı alarak, son yıllardaki büyük üstünlüğümüze bir taş daha ekleyeceğiz.

Satırlarımın sonunda büyüklerimin.....