15 Kasım 2009 Pazar

HAK VAKİİ OLMADIKÇA...

Şu sonbaharın pazarında, güzün kasımında, akşamların hilali ile aydınlanmak, yeni günün habercisi ve şahidi olmak hasletleriyle....

Senin peşinden gelmiştim bir deniz kasabasına, sabahı bir caminin ayakkabılığında yapmıştım. Güneş çıkana dek titremiştim aşkından.

Akşamın macerası kemiklerimi titretirken, son kalan paramla senin minibüsüne binmiştim. Ne kadar acemiydi aşkımız.

Pansiyonun kapısını açık unutacak kadar uhrevi bir battaniye idi sevişmemiz, istanbuldan bütün arkadaşların sana öpücük göndermişti ya, hepsinin öpücüğü bende kalmasın diyerek öpmüştüm seni.

Hani bana kedini ödünç vermiştin, senden hatıra olsun diye, sanırım onu dışarı salmasaydım, sana daha büyük bir onurla iade edebilirdim. Bizim oranın kedilerinden dayak yememiş olsaydı.

O kuytu ormanda bana ne demiştin, hatırlıyor musun, beni daima seveceğini, ama sözler kuytuda yitti diyerek seni suçlayamam ki..

Bana sonradan bakışların arkadaş ortamına gizlenmiş sırlar oldu, neden bana gizli bir bahçen olduğunu ve mustafa çiçekleri yeşerttiğini söylemedin, kuruttun onları.

Derme çatma zamanlarda kendine aşık ederek ve esrederek, bir tohumun kök salacağını neden hesaplayamadın, köklerimi kurutmak neyin nesiydi.

Siyahşın, umarım bana yutturduğun sözlerinle başın göğe erdiyse, hak vaki olana dek yedi cami yaptırmak nasip olur sana.

Geri sayıyorum, mümkünse elini çabuk tut...

H1 MAGAZİN 2

( küçük not: Bu yazıyı bir okurumun ricası ile yazdım, eğer bir konu hakkında karalama yapmamı istersen, mustafamehir@hotmail.com dan istek yapabilirsin, sen evet, sen )

Magazin gündeminde havada uçuşan paraya, çoğumuz işi bilmeyen çavuşlar misalindeki kıçımızı avuçlama tepkisi veriyoruz.

Reklamlarda 10 saniyelik görüntüye 650 milyar, dizide bölüm başına 100 milyar, bayramda bir geceye 80 milyar, ev alan araba alan iş kuran sanatçı müsveddesinin harcadığı trilyon ile dünyadaki sayılı nefesimizi "hiç" ediyoruz.

Ama düşünmek işimize gelmiyor.

Bizim gibi -eksi moritanya- seviyesindeki arada derede sıkışmış toplumlarda, en büyük sektör "cila" sektörüdür. Toplumsal geri kalmışlığın ve istihdamsızlığın, hobisizliğin, meraksızlığın doğal sonucu boşvakit patlamasıdır. Hayata hazırlanması gereken genç, sosyal hayattan ıralanmış memur, günlük gelgitlerin travmasını atlatamamış çalışan, eli işe gitmeyen ev kadını, işsiz, güçsüz ve amaçsızların en büyük tatmini, kendilerine sunulan kraliçe arı veya prenses karıncaya hizmet edin doktrinindeki magazin girdabına tapmaya başlar.

Bu kişilerde, yani magazin ikonlarıda, aynen enflasyondan geçinen ve büyüyerek ufalanan bir çemberde yedikleri her haltın toplum katmanlarındaki akisleri ile tatmin olan esrarkeşlerdir. Birbirlerine sallamaları, özensiz tüketimleri, çıplaklık ve saldırganlık gündemleriyle, çadır tiyatrosuna malzeme olmak kaderindedirler.

Yüzlerce milyara ev, binlerce milyara araba, alırlar, yani yağmurla gelen birikintiyi denize salarak, sonsuz düşüşlerinde parende atarlar. Biz ise uçurumun yarıklarında onları seyreden garip martılar olarak, sonsuzluk sahnesine dekor oluruz.

Örnek gerizekalı ikiz kız kardeşlerin zihinsel özürlü halleri ile en ucuz hamburgeri anlamaları ile, bu hamburgeri alan ve yiyen kişiler, siz o gerzek kızların tebası olabilirsiniz.

Sadece orospuluğu ile şöhret olmuş bir hatunun yine hamburger reklamından aldığı 650 milyar, hamburgeri yiyenlerin zaman içinde orospu veya ibne olması genini tetikler.

Aylık 120 milyarı beğenmeyen 2 bilinmezli hatunların sunduğu evlilik programını seyrederken, bu hatunun hayır işi yaptığını zannederek seyreden garip halkın birincil yakınlarına tecavüz etmek bir nevi hayır işidir.

Mafya dizilerini büyük bir uhreviyat ve dini ayin kıvamında seyredenlerin beynine kurşun sıkmak, yada boğazlarını kesmek, yapan adama kurban sevabı sağlar.

Bayramda bilmem hangi otelde şu sanatçı çıkıyor, adam başı en az bir milyarı elinde savuşturmak için çırpınan VIP misafirlerin, aynı istek ve hırs ile karaköy genelevinde istihdam edilmesi sayesinde, dolaylı tüketimden yine aynı sanatçılar kazançlı çıkar. Çember tamamlanmış olur.

Bilmem hangi pop sanatçının sadece yabancı kızlar ile çıkması ve artık Türk kızlarını beğenmemesi, zamanında bu sanatçının muhterem validesinin Türk erkeklerini beğenmemesi ve gavur erkeklerle çıkması arasında doğru orantı vardır.

Yeni kasedinin bomba gibi parçalarla dolu olarak ve 2 yıllık bir çalışmadan sonra çıktığını, almak için acele edilmesini salık veren popçunun, bu iki yıl içinde yaptığı iş yatırımlarından iflas ettiği veya kazıklandığı gerçeğini saklamaya çalışması, bu kasedi alan meczup kitleyi ilgilendirmemektedir, nasıl olsa kendileri kaşındığı anda süt fışkıran inek hüvviyetindeler.

Çok güzel hareketler ile bire beşbin felsefesinin öncüsü olan arka mahalle tefecileri, zamanında yaptıkları eşit halklar ve özgürlük propagandası ile bire beşbin orantısını denklemek için "ben bu ihtimalin gerçekleşme ihtimalini sevdim, sevdiysem suçlu değilim, sömürdüysem orospu çocuğu olmadıkya" der.

Neyse, herkes hakettiği hayatı yaşar.

Söylem Teyze'nin müzik mağcerası

Söylem'in lise yıllarıdır, gençler arası muhabbetlerde altyapıyı müzik ve müzisyenlerin oluşturduğu. Kavak yellerinin tınısı ve cilası müzik üzerinedir.

Söylem aslında sıkışık bloklarda yetişmiş bir kardelen olarak müziği belli bir kesimin eğlencesi olarak görsede, duyarlı ruhuna serum ararken, müzikle tanışmış ve daha sürgün iken giyip çıkardığı kostümlere müziği de eklemiştir.

Trt de yayınlanan Müzik Dünyası isimli proğrama adapte olmuş, ve izzet öz abisinin engin kültürüne harfiyen uymuştur. Müzik listeleri, çıkış şarkıları, dönem müzikleri, gruplar ve solistler geçidi.

Bu literatürü ile okuldaki sosyal çevresinde artı yönde bir çıkış yaşamış, o zamanki öğrenci partilerine davet alarak, çıkma tekliflerine de mazhar olmuştur.
( 1987-1992 )

Yaşadığı sosyal çevrenin eski istanbul kandanslı olması ve taksim banliyölerine denk gelmesi ile, müzik ve eğlence kavramlarını aynı potada eritme dönemlerine girmiştir. Canlı müzik tiryakisi olmak ve müzik grubu elemanlarından etkilenim yönüyle, artık bar kültürünün bir bileşeni ve önde gideni olmuştur.
( 1992- 1996 )

Söylemin genç ve asi ruhuna bir zırh geçirmesi ile kişiliğinin nasırlaşmış tepesinin en iyi göstergesi artık Rok müziktir. Sabaha Anadolu rok, öğlene metal rok, akşama heavy rok, ve eğlencenin en tepe noktasında heavy metal rok ile zamanlarını demlendirmektedir.
(1996-2000)

Söylem teyze artık iş dünyasının profesyonalitesinde ve memleket görmüşlüğün zirvesinde farklı müziklere bayrak açar. Oda müziği, salon müziği, etnik müzikler, klasik müzik ve kızılderili müziği dahil bir dünya senfonisi ile haşır neşirdir artık.
( 2000-2008 )

Hiçbir yerde yayınlamadığım Söylem itirafları bölümünde ise;

Cengizin kasetlerini, taverna müziğini ve ankara havalarını çok sevdiğini, ama modern zamanlar ve cilalı imaj devri sebepli olarak bu taraklarda bezi olamadığını, en büyük hayalinin bir kına gecesi oyun havaları ortamında savurtturmak olduğunu, düğünlerde bunu yapan minik çocuklara çok özendiğini belirtmiştir itirafların azizliğinde.