28 Ocak 2010 Perşembe

ROMANTİK-EROTİK HİKAYELER episode :7 "Tavan arasında ve ikimizin arasında"

Finallerin boğuntusunda bir yaz ikindisiydi. Havuza kendimi zor attım, tesadüf eseri bizim bölümün musevi kızı Elanora da havuzdaydı ama konuşmaksızın güneşleniyordu. İnanç farkı işte.

Yorgun ama hafif eve doğru giden bebek sahilinde yürümeye koyuldum. Güneş mesaisini bitirmişti.

Eve vardığımda müjdeli bir haberle karşılaştım ama daraltan bir havadis: Bilmem hangi komşumuzun bilmem hangi akrabasının kızının ingilizce ikmal'i varmış, lanet olası para karşılığı benim ders vermem gerekiyormuş. 10 derste işimiz emekliliğe varacak nispette, karşılığında 150 milyon lira, saati 15 milyon, dakikası 250 bine geliyor. Vay baba vay.

Oldum olası lise kızlarından sevimsizlik alırım, kadınlara dönüşecek kızlar, kötülük yumurtaları. Acemi vamplar, sırtıma giren kramplar.

Ee, iyi, gelsin bakalım pazartesi akşamı.

Tavanaramı düzelttim, örümcekleri temizledim, günahlarımdan ayıklandım. Başladım beklemeye, saat yedi sıralarında kapım vuruldu, aslında sinek sandım.

Ve o geldi, lise yılları ile bağdaşmayacak bir temizlik, mahçubiyet ve ıtırlıkla. Yaş liseye göre biraz geç 19, kitapları kolunun arasında, dişiliği vamplığının arkasında, derinliği okyanus ayarında. Farklı bir bulutu da yanında taşıyordu.

Masumiyet ile gizlemeye çalıştığı ataklığıyla öğrenci taburesine oturdu, ortam feci derecede bayılmaya müsait bir büyü içerirken.

Yanına geldim, şahane elleriyle masayı düzeltti, ve başını yerden bana doğru kaldırdı, tam bir aforizma, anevrizma, dilemna, bilmemna...

Ona bakmamaya özen göstererek bazı tensleri ( Gencim-çocuksun ) bazı verbleri ( yaklaşma-itilirsin ) bazı yardımcı fiilleri ( kadınlık eki-erkeklik eki ) bazı fill in the blanksları ( seninle kaynamamak için uzak oturman gerek ) bazı questionları ( acaba-ne pahasına ) bazı prepositionları ( üst-alt ) bazı artikılları ( mustafa-sen ) bazı grammer in use'ları ( artık çilek dudakların pörtlemeye başladı) bazı open ended situationları ( olursa olur mu? ) ve bu gibi kuralları öğretmeye çalıştım, oda sağolsun bana bazı pronaunsları ( I love you - ay lıavv yıu) öğretti.

İlim irfan yuvası olmuştu tavanaram, o tarihten beri derin yaram....

LEVENT USTA, BU SENİN İÇİNDİ....FORMDA OLDUĞUMU GÖRMEN İÇİN...

Yaşar Nuri Hoca Danışmanı Şahane Hanımı Kütürdetmiş olabilir mi?

Halkın şaha kalkış partisi genel başkanı ve bilmediğimizi bildiren adam Yaşar Nuri hoca ile danışmanı Şahane arasında geçenleri konu edeceğim. Tam bir aşk üçgeni, Şahane, Nuri ve zevcesi.

Öncelikle ortada bir kütürdetme olduğuna eminim ve şahane hanımın bizzat kendisini kütürdettirttiğine aklım daha çok eriyor. Diyeceksiniz ki ; Gördün mü? Yok ama bütün duygusal zekam ile bu işin cereyan ettiğine eminim diyebilirim.

Bence sebepler şöyle:

Şahane hanım bir köşeye sinmek yerine olağanüstü savunmacı bir kişilik sergiledi. Seven kadın tarifindeki gibi.

Şahane hanım adeta hocanın bütün söylemlerine kendini siper eyledi. Hoca aklanırsa kendiside aklanacaktı, doğru kumarı oynadı.

Hoca yıllardır daima a ve b noktaları arasında gidip gelen bir klişe adam olmuştu, değişiklik zaruriyeti hocanın sis perdelerini indirdi, şahane hanım yaydığı ışığıyla hocaya denizfeneri oldu.

Hoca aynı zamanda karizmatik ve güvenlikli bir kişiydi, kimse bu kaçamak iddialarına itibar etmeyecekti.

Şahane hanım, resmi danışman sıfatının yanında, facebuklu, sosyal ve cıvıl cıvıl bir kişilik. Sanırım hocanın sınırsız keşfetme içgüdüsü ile kişilik kafesleri ve boyalar aktı-gitti. Bende ne zaman bir bayan ile tanışsam, onun facesinden gugulundan keşfe çıkarım.

Hocanın karısı ile girdiği malvarlığı ve siyasi kişilik paylaşımı ile aralarındaki cinsel dialog resmi sıfata kavuştu, buzların kalınlığı 50 santime ulaştı.

Şahane hanımın fecebuk resimleri ve parti ortamları ile isminin hakkını vermesi zaruriyeti hasıl oldu.

Vasıl oldu, hasıl oldu ama en sonunda nasıl oldu, oldu bitti.

Halkın şahlanış hareketide şahane bir sonla bitti.