23 Şubat 2022 Çarşamba

Dünyalık

İnsan daimi bir muhasebe içindedir. En değerli mülkiyetlerini toplar bir araya. Satarsa kaç eder, satmazsa ne yer, nasıl katlar varlığını, ne yaparsa ne gelir gibi uzadıkça uzayan sorular. Sonra bu katmalar ile ben ne yaparım da mutluluğa bir adım daha yaklaşırım diye üst hesaplara girişir. Genelde tekrarlara varacak bir hesaplama çıkar ortaya, ve değer mi değmez mi soruları tartıya konulur. İşte dünyalık dediğim bu çemberde koşan hamster görüntüsüne kafa yorarken kafamızı yarar dururuz. Oysa en esas dünyalık içimizde çarpmakta olan iri fare boyutundaki kalptir. O işini yapacak ki bizim kısır hesaplarımız işleyecek. Fare bir gün izin yapmak isterse, o altımızdaki boklu çişli oussuruklu don bile bizden daha değerli bir ekonomi olur. O yüzden ne yapacaksanız mutluluk tartısına, kefe,nin bir tarafına o meşhur donunuzu koyun ki, terazi doğru tartsın, siz de hesapta şaşma yaşamayın. Dedim. Ben ve fare...

Liysedey ken

Hani sınıfın tatlı bir kızı gelirdi yanına, seninle bir anket yapabilir miyim diye, sorardı ya hangi takımı tutuyorsun, okulumuz hakkında ne düşünüyorsun diye. Veya senin karakterini beğenen bir hoca seninle ders harici bir şeyler de konuşurdu, ve hocamızın aslında insan olduğunu anlardık. Hani o sınıfın güzel kızını beyoğlunda erkek arkadaşıyla yürürken görünce hayaller yastık altına girerdi. Hani o sözler verilirdi ya, hayatımız boyu görüşeceğiz diye. Bir de yaz tatiline gireceğimiz gün vardı, kotla güneş gözlüğüyle gelirdik bir havayla beraber. Hani o sınıfın bir de isyankarı olurdu, ara ara kaybolur, daha uzun kaybolur, sonra da okulla ilişiği kesilirdi. Yaa bir de şey vardı hani, yakışıklı öğretmen ile güzel öğretmen konuşurken onları evlendirirdik hayaller gibi şipşak. Bir de şey vardı, Şey, anlayın işte unuttum ya, daha neler neler vardı lisedeyken....