27 Ekim 2009 Salı

TOYOT

Söylem Teyze nakit likid hesabında hem günaşırı tortu faizi, hem sabır hem anapara, hemde kadınlara özgü kocasından arttırma birikimleriyle, 71.380 eurosuna 28.225 euro eklentiyi gerçekleştirmiştir. Kendi kendine verdiği söz olan 100.bin euro olduğunun mesajı geldiği anda kendisine bir TOYOT alacaktır. Sonunda kriz odaklı mevduat güven birikiminden gelen 690 lirayı euroya çevirtir, cepten mevduat munzam karşılığı hesap arttırım order yöntemi ile parasını 99.999 euroya denkler. Bu ne mutluluk, bu ne azimdir. Artık peynirli pohaça ile mutlu olan söylem yoktur ama, çocuktan önceki çocuğu almaya emin adımlarla giden bir söylem vardır, ve gerçek olan da budur. Toyot'un ruhsatında Söylem Teyze yazacaktır.

Söylem eşiyle birlikte ve beraber Toyot satan bir plazaya gider. Söylem almayı düşündüğü Toyot benzinli iki kapılı eğer fazla fark yaratmayacak ise tavanı camlı bir versiyon olacaktır. Rengi beyaz tavan ve parlemen mavisi. Eşi ise ona farklı bir söylemde bulunur. Dört kapılı, bağaj'lı, dizelle, ve gümüş rengi, 2 elde değerli.

Kimin dediği olur?

Söylem Teyze'nin rengi plazadaki kırmızı deri koltuklar ile aynı tonu yansıtmaktadır. Tartışmanın konusu tercihler ile alakalıdır.

-Ben iki koltuklu benzinli ve otomatik spor kupe ile bir emelimi gerçekleştiriyorum. Göktürk'te çalışırken direktör denilen havalı tip, bana bu TOYOT'un bir eski modeliyle hava atmıştı. Artı ben bunun parasını tamamen birikimlerin getirisiyle ödeyeceğim. Birde bana özel olmasını, sadece seni ve annemi gezdirme ihtimalini sevdim. Amacım şayet aile tipi olsaydı, zaten senin şirkette kullandığın büyük bir TOYOT var, o zaman hayallerimizi resmedemeyeceksek, ne gerek var araba almaya.

-Ama Söylem, bu tip araçların değer kaybı yüzde 45 lere varıyor, dediğim toyot ise sadece yüzde 15 değer kaybediyor. Ne dedi Soros, krizden çıkmanın vadesi 2015 lere varacak, bu durumda birde çocuk planımız var, uzun ve orta vadeli bakarsan olaylara, beni haklı bulacaksın.

-Ne alakası var benim Toyot'umla Sorozun horozun. Çocuk sahibi olunca satarız, likid nakit hesabımdaki artışla birlikte istediğin anaç Toyot'u alırız. Bu kadar rasyonel.

-ARKADAŞLAR BOŞUNA TARTIŞIYORSUNUZ!

İkisi birden donup kalır ve yukarıya bakarlar. Tüm çevre; filmlerdeki beyaz boyutsuz ve sonsuz ortama bürünür. Yukarıdan gelen ses devam eder:

-Birbirinizin kalbini boşuna kırıyor ve yaşanmışlığın rengini koyu renge dönüştürüyorsunuz. Hayallerinizi birbirine katarsanız ortaya karabasanlar çıkar, herkesin hayali kendine özeldir. Ama ben bile bu tartışmanızda bir türlü kim haklı karar veremedim. Klasik kadın erkek çatışması. Bu yüzden size ihtiyacınız olan tek şeyi ben vereyim, gerisini siz getirin. Şimdi birbirinize sarılın, bir elinizi yukarıya açın, ve gözlerinizi kapatın, beş saniye sonra açın.

Birden o beyaz ortam yerini TOYOT plazanın günlük koşuşturmasına bırakır. Söylem ve eşi ellerindeki şeye bakarlar, tartışlıkları konunun ne kadar boş ve bomboş olduğunu görürler.

İkisinin elinde birer "A" harfi vardır ve plazadan iki adet istemiş oldukları toyotA ile çıkarlar...

HAYALİ BULUŞMA.....M.s.m - S.t. ......

-Öncesi ahirinde birbirini iyi tanımayan ve hiçbir hesapları kalmamış iki kişi neden yıllara meydan okur ve görüşür anlamıyorum dedi Söylem,

Sıfır birden büyüktür dedi Mustafa, yani yazmayı sevdim, kendimi kağıda daha iyi ifade ettim, ve burada olmamız ifadelerin gücüne bağlı, yani nasıl diyorsun, senin bankacılık geçmişinde çok kullandığın, irrasyonalite oldu mu rasyonalite..

Yok anlamanın anlamsız olduğu bir tablo var, az sonra kalkacağım, ama çay gelmeseydi keşke.

Ben içerim, abi kredi kartı geçiyor mu, hadi geçiyor diyelim, kayda girer mi?

Çay bizden abi, burası hayali bir mekan, çay da sanal şeker de abi...