7 Kasım 2009 Cumartesi

sahib ül hayrat vel hasenat

Yaradılmış olan her canlı ve varlığın sahibi Allah'tır.

Yegane varlığımız olan bir can, bir canımız var. Hasletler ile ördüğümüz o kalıba sarıp sarmaladığımız. Bir de düşlerimiz var, yarınlarımızla koşulladığımız. Bir sevgi bileşeninin yapı maddeleriyiz, o ca'na giydirilmiş bedenler olarak. ( tabiyiki Söylem Teyze bu bileşene dahil değil, o ayrı, o asayrı. )

Çeşitli alemlere dağıtılmış bireyler olarak, ilk parçadan ayrılan atom molekküllerinin alt türevleri olduğumuzun bilincine yerleşmeli, ve ait olduğumuz ilk bütünün çekirdeği etrafına tekrardan toparlanacağımızı bilerek yaşamalıyız. ( tabiyiki Söylem başka, o nerede isterse orada toparlanır. )

Toparlanma düdüklerinin sesleri bize geldiğinde, mızık sızık yapmadan, tezgahı serdiğimiz çabukluk ve hakkaniyet ile geri sarmalı, ve karşımıza çıkmadan önce bilançoyu derlemek mükellefiyeti ile hareket etmeliyiz. ( Söylem hariç, bu doğu arabik sentezlere gelemez kendisi. )

Hepimiz bizi yaradan Yüce'yi görecek ve bir çorap söküğü gibi yiten hayatlarımızın aynı hızla geri örüldüğü bir iplik çilesine dönüşmesiyle, hayatta iken peşinde koştuğumuz bütün ipuçlarının cevabını, bir iplik çilesinde bulacağız. ( Buna Söylem de dahil. )