31 Temmuz 2010 Cumartesi

CENNETİ ÇEKİRGELER BASMIŞ

Bu gün işime gelirken bir dizi konu hakkında yazarak aradaki üretim boşluklarını telafi ederim diye düşünüyordum, en azından kendime karşı olan saygım baz alındığında.

Ama bir de ne göreyim, benim blokum hakkında kötü kullanım uyarısı çıkıyor.

Bunu yapan ahlaksızın kim olduğunu bilmiyorum, bunu yapan soysuzun kim olduğunu bilmiyorum, bunu yapan tarzanın hangi ormanda yaşadığını bilmiyorum, bunu yapan sansürcünün nereden emir aldığını bilmiyorum, bunu yapan ahlakçının hangi kitaba inandığını bilmiyorum.

Hatta bunu yapan biri olabileceğini bile bilmiyorum.

Aklınca benim bloğumu kapatmayı baz almış, ancak çentik kadar delik açmış, bu yaradan sızan özsıvılarım ise bu yazımın mürekkebidir.

Şimdi biçimini tarif etmekte korku kitaplarından ve karabasanlardan yararlanabileceğim bu yaratığı tarife çalışacağım, hatta bol bol okunsun diye diğer yazılarımı taslağa kaydedeceğim.

Ulan deniz hıyarı

Monarşik memleketlerden gelmiş bir baskı sonucu kırılmış vazo olduğun belli. Ruhunun kapsamı üzerine yellendirme yapmak bile mikrop kapmama yol açacaksada, ben senin gibilerin panzehriyim. Evet ana maddem zehir.


Doğada serbest salınım yapan egzost kaçağı ile ruhu oluşturulmuş davşan;

Götele götele dolaştığın doğa ile harmanlanmış bloğumda, aşk ve inanç gezmektedir, senin tabiatın ise bu doğanın üzerinde kara bir duman olarak salınmaktadır. Sen kötü kullanımı ananla babana yap, nedeni belli.

Sinsi bızdırık,

Bayram bahşişi ile kerane sermayesini birbirinden ayıramayan zihniyetinle bir daha bu dağlara uğrama, senin görüntün satar wars filminin en kabadayı canavar figüranlarını bile bezdirir. İşsiz bırakır, ruhun peynir gemilerinde esen sıcak rüzgarlarla doludur senin, sen fetusken daha, mustafa 1970lerin kurşunlarından eğilip yerlere yatıyordu, bu kurşunlardan biri olarak bloğuma saplandın, ama bu kurşun; benim ifade özgürlüğümün ve ruhumun yansımasının adres tabelası oldu, ne zamandır böyle bir belge arıyordum.

Şimdi git, ama ellerini çözüyorum, senin bile ellerinin hep çözük olmasını, ruhunun bayramlarada dağ eteklerine çiselemesini ve çocuklarla oynanan oyunlarda ebe olmanı dileyerek.

Telefonum 0 544 733 72 38
0 532 595 41 28

meilim mustafamehir@hotmail.com

Eğer yüreğin varsa, gidersin hukuğa, mustafanın sattığı araba bozuldu, mustafa bahçeme izmarit attı, mustafanın evinin duvarı benim arazime taştı, mustafa osurdu kulağımın zarı patladı diye hak evreninde hakkını ararsın,

Mustafa benim damarıma bastı, mustafa benim kişiliğime alerji yapıyor, mustafa doğduğu günden beri romatizmadan yürüyemiyorum diyorsan, çıkarsın mustafanın karşısına, varlığımı sona erdirirsin, ama sen ham bir çökeleksin, kaynamış kireçsin, sen ancak ifadeye kabadayılık yaparsın, sen ancak bu kadar medenisin, sen ve sizler.

Sen ancak itfaiyenin yolunu kapatırsın, sen ancak denizlerin önüne hat çekersin, sen ancak sensin.

Yuh diyorum yuha diyorum, oha diyorum, seni Allaha havale ediyorum ve

Ama kimliğini merak etmiyorum, sen beni şikayet edecek kadar dikkate almışsın ama ben seni bir "vaka" olarak merak ediyorum. Kimliğin sadece bir ayrıntı, öyle bir ayrıntı ki, YERİ GÖĞÜ YAKAN ADAM ile uğraşacak kadar deli cesaretin olduğuna göre gerçekten bir umulmaz vaka'sın. Eğer bir tanıdığım isen, dostluğumun cennet konforunu seçmediğin belli. Sen benim ha çocuğuma saldırmışsın ha bloğuma. Dağda esen serinti değil, dağda gezen terörün simgesi olarak seni algılayabiliyorum. Bu kadar ciddiye alınmaktan ötürü içindeki hainlik semirmiştir.

Sen gel karşıma çık, sen gel yüzüme söyle, sen gel muhakeme et, sen gel medeniyete in, sen gel yüzüme tükür, ama sen gelemezsin, sen engellisin, sen gelemezsin.

Al aşağıda yorum var, ama sayende yapacağın yorum bile artık zararlı içeriğe sahip ve sen kendi güneşini bile karartan bulutsun.

De get, seninle uğraştırma, önemsizlik senin kaderin.

Ulan Salak, sen beni şikayet ederek dahada büyüttün, hamgerizekalı.

HÖYYYYYYYTTTTTTTT.

ADIMI ZATEN BİLİYORSUN. ARTIK DAHA İYİ BİLİYOR OLACAKSIN.