28 Kasım 2011 Pazartesi

ALEXİN HEYKELİ

4 ARALIK PAZAR SAAT 15,00 HAYAT İZİN VERİRSE ORADAYIM.

24 Kasım 2011 Perşembe

ÖĞRETMENİM

Karlı bir 1979 kışıydı, teneffüse çıkarttı bizi rahmetli nebile çelikkol. Yere yattım karların tadını çıkartmaya, başıma geldi, sağlığımı merak etti, belki yüreği pır pır attı. Kanserdi en ilerisinden ama inatla 1 yıl daha öğretmenliğimizi yaptı. Kocası geliyordu onu öğretmenlikten almak için, ama o bizi ışıtmaya devam etti. Mecburen bıraktı ve yine bir soğuk kış günü ölüm haberi geldi.

Minnetimi anlatamam, gözüm dolar yüreğim kıyılır, karşılıksız sevgiye inanırım zira, ve zira birgün ahrette boynuna sarılacağım, tek ödevim bu olsada....

17 Kasım 2011 Perşembe

BERABER SEVİŞTİK BİZ BU YOLLARDA

Hayatın hangi evresindeyim bir bilsem
Bir diğerleri için bu kadar üzülür müydüm hiç?
Ne kadar genel olsam da aslında herkez gibi
Beni özel kılan kıyasıya sevişmek.

İçimden hiç çıksada ömrüm bir tohum özü
Tad almayanlara sunmak bir o kadar ahmakça
Ama kim değer verdiyse, tuzum havada kaldı
Anlamadı ki hiç beni ve hiçte anlamayacak.

Kader kadar gemiler bile ufak ufuğa
En derin madenlerde zaten anlama sırrı
Kadem basar mı bilmem, eğer istersem onu
Ölüm arkadaşlığı bize bugünlük yetti.

12 Kasım 2011 Cumartesi

MİLLİ TAKIM OTOPSİ RAPORU

Adı milli olan herşey bizimse, ve bizim sorumluluğumuz altında ise, ölüyü defin işlemi de yılların mezarlık şefi olarak enbaşta bana ait.

Hidink, yıllar önce kuyruğu dik zamanlarda "dansözlerle dans merakında" bir adamdı. Cinsel cazibesi ve bütün yakışıklılığıyla nişantaşı ve bağdat caddesinde salınırdı. Dansöz olayı götüne girince, diğer 3. dünya ülkelerinin milli takımlarında kariyer yaptı. Şimdi 65 yaşında ve en fazla 100 adet sevişme potansiyeli var, yani hayatının geri kalanında yüzde 60 bile yapsa, en fazla 60 defa sevişebilir, 80 yaşına kadar yaşayacağını hesap edersek. Buradan şu çıkıyor, Hidink efendinin hayatta tek amacı kalan sevişmelerine oynamak. Kenarda kıyıdaki 100 milyon civarındaki parasını düşünürsek, hidinkin bize birşey vermeyeceği, sadece yılda 8 milyon hatırına öflene püflene milli hoca olmayı bu şekilde kabul etti. Bu paralelde yılda 2 ay Türkiyedeydi. Oğuz takım yaptı ve sadece mailleştiler. Rezil futbolla Almanyanın ardında olmayı kabul etmeleri zaten aşağılık bir hadiseydi. Sadece kalan 10-15 yıl ömrünü düşünen bir adamdan daha fazlasını beklemek dünyada bize mahsus bir özellik.

Futbolcularımız, havalarından geçilmeyen topçularımız, bu başıboşluktan çok nefis yararlandılar. Kasım ayında havanın soğuk olmasını hesap edemeyip, kendi havalarında boğuldular. Sonunda sarı kart görerek kendilerini dışarı aldılar. Korkakların yolunu tercih ettiler. Bazıları taraftarlarla tartışarak içlerindeki husumeti örtmeye çalıştı. Neticede 2012 yazında tatillerini yaparak, hidink önderleri gibi stres atarak para yiyecekler. Hatta aralarından bazıları turnuva maçlarını takip edecek, eğlenecekler ve tatilleri daha zevkli olacak.

Sponsor denilen tabelacılar ise, futbolu yönetme endişeleriyle, her türlü entrikayı resmileştirdi. Artık sponsorların tabelası bu cılız milli takıma ağır geliyor. Yayıncı kuruluşlar, tedarikçiler, reklamcılar tamamı milli takımın içini dışını boyadı, ortaya aciz bir gezginler kumpanyası çıktı. Artık masraflar bile çıkmıyor bu komediden.

Medya ise artık gelişmelerde değil, sonuca odaklı halleri ile bu cenazenin tabelacısı görevini üstlendi. Satmak uğruna, onur ilke ahlak etik denilen kavramları görmezden gelip, milli takım tiyatrosunu sofraya meze olarak getiriyorlar.

Bu ve bir bu kadar rezalet içinde, bir taneside arena stadı. Devlet politikası ile yüzdürülmeye çalışılan bu stadın, imalat masrafları çıkması için bu kadar milli maçı taşıması sonucunda, önce zemini, sonra tartışmaları ve en sonunda taraftarı patladı. Oysa haram para ile saadet olmayacağı tarihler ötesi bir gerçek. 2000 li yıllarda ben halen daha harama, uğura, ve hakkaniyetin su yüzüne çıkacağına inanmaktayım.

Tüm bu görüşlerimin kanıtı olan belge ise; Aziz YILDIRIM gibi son 13 yıla hükmeden en önemli hizmet adamının, en gerçek, en somut, en yürekli adamın içeride çürümesidir.

9 Kasım 2011 Çarşamba

ÇOK DA İZKİMDEYDİ A.Ş.

Hayatın bi sürü çöpçatanlığı var, içimize sindirdiklerimiz çoğunlukta.

4 aydır peşinde hacamat olduğumuz Fenerbahçe için, benim sevgim milyonlarca küçük gözden biri. Fenerbahçenin benim öldüğümden bile haberi olmayacak, demekki Fenerbahçe aslında sadece kendimizi sevdiğimiz gerçeği.

Hayatımızı verdiğimiz kadın mesela; onun hayatındaki boşluğu dolduran bir tuğlayım ben. Yani kadınlar demek boşluk demek ya. Biz sadece bir boşluk doldurucuyum, ben olmasam diğer milyonlarca tuğladan biri olacaktı.

Hayatıma giren kadınlar mesela; aşkın cümleleriyle duş aldığım. Ufak bir kaydırma, mesela, taksim reşitpaşa otobüsü ışıklarda 10 saniye daha beklese, hayatımıza giren kadınların algoritması değişecekti, arayüzler farklı ekranlara denk gelecekti, onların hayatında başka erkekler arayüz oluşturacaktı.

En iyi arkadaşım mesela, sevgilisinden arda kalan zamanlarda en iyi arkadaşım o.

Patronum mesela, onun gözünde bir deve pisliğinin reorganizmasıyım. O yeterki sıçsın bol bol, o boklara konacak bir sürü reorganizma var nasıl olsa.

İnternetteki kadınlar mesela, Bütün sermayeleri: " verme ihtimali" üzerine kurulu olan. Sadece birer tesadüf organizması tümü. Bendeki değerleri verme ihtimali, onlardaki değerim ise, kollu makinede yanyana gelecek üç çilek ihtimal: 1- Para 2- Seks 3- Kullanat.

Bayram mesela, Sonsuz uçuşun arasına serpilmiş duraklar. Bana bir konut gibi gelen, ama uçuşu uçması bir anda oluveren.

Sanırım hayattaki tek merakım, beni mezar çukurunda bıraktıkları andan sonra ne yada neler olacağı.

Mustafa bu işte..

4 Kasım 2011 Cuma

TOPLUCA YAPILAN EYLEMLERDEN BİRİ

Melike son zamandaki parlayışlı yükselişi ile, "muhteşem osmanlı" filminde oynadığı şaaşalı hayatın günümüzdeki parçası olmuştur. Havalı ferrariler, lambırciniler, reynalar, sosyetik ortamların aranan gözbebeği.

Acarkentte bir villa daveti de adeta sıradan bir gün, ortadan bir gece onun için.

Kaslı vucuduyla kuzeyin güneyi de, yırtık bir badi giymiş, davetin en zampara ikonu. Hapşıran herkese "çok ye" diyerek, cümbür cemaat bulduğuna bodosluyor. Bu bacak, göğüs, anüs, şampanya meme popo klitorisli gecenin finaline doğru ilerliyorlar.

Çarşambalarımızın milli birlik ve bareberliğini bozan bu ikili az sonra gecenin gizeminde, çanakkale bataryaları gibi çarpışacaklar. Tarih yeniden yazılacak.

Dizideki ismiyle isabel furtuna, kendini iznik süzme zeytinyağı ile yağlamış, mini göğüsleri pörtlemiş, şişme bebeklerin canlı mankeni gibi, ortamdaki her türlü pembe penisin havayla bağlantısını kesiyor. Ayağında gladyatör çizmelerinden başka vucudunu saklayacak hiçbir tölerans mevcut değil. Çıplak yani, anadan sezeryan.

Güney kıvanç ise, üstünde beyaz don ve traktör şamriyeli ile, plajdaki şahin K ritüeline nazire yaparak bu zevk denizinde yüzmekte. Hemen sağ tarafta, nihat - izzet ikilisi, kıvançla rekabet halindeler, ama erken boşalma sebebiyle sadece egzersiz kıvamında hareketleniyorlar. O yüzden Türkü naralarıyla geceye egzotik bir tat bırakmaktan öte yakaya geçemiyorlar ama olsun.

Hemen sol önde portekiz çetesi, quku, fernandes, almeyda. Üzerlerinde çarşı tişörtü, ama altları çıblak, gayet diri durumdalar, zaten atletik ve dinamik haldeler, zaten sevişmeyi biliyorlar, zaten hesaplarına adam başı nakit bir milyon sorgusuz sualsiz yatıyor.

Diğer katılımcıları yazamıyorum. Çünkü ışıklandırma zayıf, çünkü avukatlar aracılığıyla "özel hayata müdahele" davalarıyla karşılaşabilirim şu kel keloş halimle.

Mevzuya dönmek gerekirse, kıvançın şamriyeli sönüyor, isabel fortuna ile kuzey güney koordinatlarında karşılaşıyorlar, kıvanç boşalma saatini zaten bu zeytin kıvamındaki hatuna ayarlamış, kaslı şeyiyle melikenin üstünde bomba taraması yapıyor, ananaslı prezervatifini takınıyor, isabel melike ise o hengamede örümcek kadın pozisyonunu almış, daha bir yıl önce hayallerinde mastürbe ettiği kınavç olanca heybetiyle karşısında kıpkırmızı bir havuç gibi, kendinden fosforlu.

Gece...

Kapıda acarkentin taksi durağında karartılmış camlı 4-5 taksi, taksimetrelerini parlatarak bekleşiyorlar...

1 Kasım 2011 Salı

Nihat ve İzzettir Bu Ahvalin Rengi

Yıllar sonra bu hadisenin ne kadar gündemde olacağını bilmesemde, yazıyorum yılların ötesine.

Nihatın telefonu çalmış gece 3 te, ankaranın göbeğinde otel, uykunun en saf hali.

Arayan kişi İzzet: Gel gel Nihatım, hayranların burda fotoğraf çektirmeye - çekmeye geldiler.

Fotoğrafın tanesi 200 dolar.

Nihat normalde siktirin en cilalısını çeker, ama söz konusu hayranları ise, gelecekte 4 oy garanti, Made in Akp. Uyanıp süslenmiş sosyal sorumluluk bilinciyle.

Nasıl oldu bittiyse, İzzet Nihatı beklerken, izzeti nefsine yenilmiş, dört hayranına 4 kat cila çekmiş. Türküler çınlamış, anadolunun bağrı yanık, nameler sel olmuş akmış.

Sonra eşsiz hijyen bilinciyle İzzet; bütün hayranlarını banyoya doldurmuş, sanırım İzzet sıcak suda daha iyi şakıyo olabilir.

Bu arada Nihat dayanmış kapıya, bakmış ki karşısında banyodan yeni çıkmış 4 Anadolu keklik koyunu. Dumanları üzerinde. Memleketin koyunuyla koyuna binme oyunu oynamış. Ama bizim hain medya konuyu bilmediği için Nihata fuhuş etiketi yapıştırmış.

4 İzzet, 4 Nihat, magnumda barut kalmayıncaya kadar odayı savaş alanına çevirmişler. Hausekeeping'in odayı temizlerken anası sikilmiş nerdeyse.

İşte bu İzzet, uzatmaları oynarken, çıkış tünelini şaşırmış ve yanlış tünele odaklanınca, hayranlardan biri hayvanlık yapıp zzeti üstünden atmış. İzzet te, gururu kırılmış anadolu yavuklusu hiddetiyle, hem tüneli kazmış, hem silahını doğrultmuş, hemde türkü söylemiş.

Gençlik gücüyle yapılan bu cürm neticesinde, yapılan basın açıklamaları ile yüce Türk milletinin kafası karışmış. Millet bir sürü ayrı odağa ve alt odaklara ayrılmış.

Vicdanın sesi olarak soruyorum, sadece aracıyım:

1- Bu herifler 1 saat zarfında nasıl toplam 8 ilişkiye girebilir, hatta İzzet nasıl devamını getirecek enerjiyi kendinde bulabilir, hatta, kızları dövmeye güçleri yeter?

2- Kokoin mi kullanıyorlar?

3- Nasıl oluyorda bu kadar magazin tecrübeleri varken, kendilerini Ankaranın en merkezi yerinde rezil etmeyi başarırlar?

4- Bekar adamlar, yaparlar diyenler de var.

5- Kadınların o saatte bekar adamların otel odasında ne işi var diyenler de mevcut.

6- Otele nasıl silah sokabilirsin, burası dağbaşı mı?

7- Nihat gece uykusundan nasıl uyanıp, hayranlarını kırmamak için bu riski göze alır?

8- İzzet açıklama yapmış ve IMF başkanına kurulan komplo bana kuruldu demiş. İzzetin IMF MİT ERGENEKON PKK KCK ve diğer ilişkileri araştırılsın.

9- Deprem ve şehit olayları daha sıcakken nasıl yaparlar diyen de var.

10-Otelin müdürü pezevenk mi?