3 Nisan 2022 Pazar

RAMAZAN MACERALARI

Şehri ramazan hoşgeldi. Artık köşe babaları gibi anılarımı anlatabilirim. Günahı da sevabı da bana, sefası sana. Boğaz köprüsünde iftar ezanına 3 defa denk geldim, darısı diğer köprülerin başına. Ramazanda en çok yağmuru severim, vücud sebepsiz ısınır ramazanda, yağmur o harlanmayı keyife dönüştürür. Rahmet tecellisi adeta. Bir de yürümeyi severim oruçla, sarıyere, haliçe, beykoza, sultanahmete. Orucu yürüyüşle manalamak. Haa bir de haziran sıcağında ilk oruçlardan birinde tüm gün top oynamıştım, kavrulmaya orada başladım alışkanlık yaptı hatta. Bir gün de sultanahmet alanında bizi görüp manevi havadan etkilenen japonlar aklıma geldi, uzatılan börek köfte çay ne varsa onlar da takliden oruç açmıştı. Peki ya şu korona karantina oruçlarına ne demeli? Pide için iznimiz vardı, belki lokantadan sipariş cesareti olana. Ramazan çadırları önceden beni irkiltirdi, sonradan onlar da bir çatı altında insanlar ile Allahın büyüklüğünü anlatan koro haline geldi gözümde. Tabi çıplak kadınlar kızlar ve aleni içki içenler ile imtihanım var meşhur. Tek bakmak göz değmesi, sonrakileri günah saydım otokontrol tezi olarak. Kalabalık lokantalarda en çok garsonlara acırdım, sonradan bunun mesleklerinin zirvesi olduğuna kanaat getirdim. Ve her son oruçun iftarında hıçkırarak şükretmek benim tescilli markam oldu. Ve en çok ta oruçta can vermek istiyorum babam gibi.