1 Haziran 2022 Çarşamba

MELEK MOSSO

Sezen aksunun yerine güçlendirilmiş parlementer sistem gelmeyeceğine göre elbette bir veliaht belirlenecekti. Bu adayın büyük reklam afişleri, promosyon kampanyaları, pazarlama dalgaları ile kıyılarımızı dövmesi yerine, yetenek ve ses tatlarının algılanması ile duyularımızda yer alması sağlanmalıydı. Bu işleri tasarlayanlar elbette zeki ve kararlı adamlar, ve bu konuda 88 kayseri doğumlu Melek DAVARCI ile strateji oturtma isabetini buldular. DAVARCI soyadı Mosso olarak değişmiş olsa da, nüfus kağıdını esas alabiliriz. Ve şimdi bu yıldız adayımızın yıldızını parlatacak bir gelişme olan konser iptali yaşandı. Oradaki konser organizatörü vakıf dernek bu konseri iptal ederek Meleğe adeta kanat taktılar, sihirli bir çift kanat. Aynen yıllar yıllar önce Türkiye güzeli seçilip, sonradan tacı geri alınan Hülya avşar gibi. Gerçi o zaman Kenan Evren vardı, istediğine taç takar, istediğinin tacı ile birlikte kafasını da alabilirdi. Şimdiki melekçi takımı o geçmiş zamanda protesto yapsalar sanırım hepsi birer melek olur, göklere uçardı. Meleğin bağlı olduğu organizasyon şirketi illaki konser tanıtım reklam söyleşi fiyatlarını güncele oturtmuştur bile. Davar değiller ya, yükselen bir yıldızımız var, tartışmaların odağına yerleşmiş, mini mini sevimli bir kediciğimiz var, Melek Mosso, yakında yeni bombalarla huzurumuzda. Oldu da yıllar Meleğin tacını geri aldı ve Sezenin koltuğu boş kaldı diyelim, survivor 33. sezonunda Melek ile Batuhanın patates paylaşım kavgası ile hatıralarımız canlanır, hadi hayırlı işler.

MONOBLOK

Dünya, asla ve asla, -toprak, kaya, eriyik katmanları ve bi sıkımlık sudan oluşan bir yuvarlak değildir, kurallar, şartlar ve tepkimeler birbiriyle analitik ve katojenik bir ilişki içinde dönüşünü ve dönüşümlerini yapar. Mesela dünya kütlesinde 500 milyonda bire yakın hacim işgal eden insan yaşayanı vardır. Tahminen dünyadaki magnezyum elementi de insanların toplam ağırlığı kadar burada yer bulur, sanırım binden fazla element te toprağa gömülü yatmaktadır. Şimdi esas konuya gelelim. Dünya bir ilim marifetidir, ve dünyanın dönüşünde milyar marifet, fırdöndü bir faaliyet ile yaşamın altyapısını bize hazır eder. Yani herşey insanın emrine sunulur, fakat bunun bir bedeli olduğunu hiçbir insan düşünmek ve ödemek istemez. Bu durumda her ödenmeyen bedelin karşılığında bir icra mahkemesi kurulur ve kapımızın zili icracılar tarafından çalınır ısrarla. Bu minik icraların temel hizmeti büyük mahkemeye veri sunmaktan ibarettir, ama biz bu icracıları bile kapıdan kovma gayretindeyiz tuhaf bir şekilde. Mesela bir icra örneği pandemiydi, dünyada bir organizma haricinde hiçbirşey olmadığımızı hatırladık. Savaşlar da birer icra faaliyetiydi, bize kendi kendimizi budattı. En son icra; biraz daha kapsamlı bir dosya olan gıda ve kaynak kıtlığı olarak kapımızı çalıyor, ve topraktan uzaklaşırsanız daha fazla beslemeyeceksiniz mesajını veriyor. Şehirlerde internete boş muhabbete, hava atmaya, caka satmaya, hak yemeye verdiğimiz mesaiyi topraktan, doğadan esirgedik, sadece para ile günü geçirdik, neticesinde çocuklarımız toprağa eğilip, onu ekmek biçmek, üretmek zorunda. Herkesin geliri artık ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak, yani toprağa yüz sürmek zaruri oldu, şehirlerden göç edip toprağa misafir olmak zorunda kalacak nesillerimizin devamı, topraktan geldiğimizi unuttuğumuz için, toprağa dönüşümüz hızlanacak, öyle yada böyle...