4 Kasım 2009 Çarşamba

Söylem Teyze Rab Yolunda

İşte beş yıldızlık bir tefrika daha: Söylem Teyze'nin Mekke Yolculuğu ve hacı oluşu....

Söylem Teyze, şimdi de bir maaazin programında gördüğü Yaşar ALPTEKİN muhteremin gözlerindeki ışığı edinmenin tekamülünü kovalamaktadır. Aslında kimselere söylemediği dünyasında, o sahaf senin, bu aktar benim, şu falcı onların, bu üfürükçü diğerlerinin, dolaşıp durmaktadır, ruh büyüsü budur Söylemin, ama soranlara, Taksim Sanat howzdaydım, pilates yaptırdım, Avm avına çıktım diye kıvırcıklar döşenir. Bir Söylemin hayatı okyanus gibi sırlar içermektedir.

( Söylem Teyze = Laktusyus Liberatyasus )

Hacı komitesine gitmek ile başlar işe. Hac farizasının çeşitli ayrıntılarını tedarik eyledikten sonra, özkağıdı dediği küçük not defterinden hazırladığı soruları ki bu tarihte ilk defa oluyor, görevliye sormaya başlar;

1- 500 mil yani 800 km. biriktirdim, fiyattan düşer miyiz?
2- Sefa merve arasını joging kıyafetimle koşabilir miyim?
3- Kurban kesmeye karşıyım, yanımda patlıcan götürsem kabul olunur mu?
4- Kabenin 3 boyutlu fotoğraflarını çekmek için makina buldum, alayım mı?
5- Bayram namazından sonra israili protesto edeceğim, uygun bir yer ayarlar mısınız?

şeklinde cins cins sorular sorar, ama aslında bütün bu sorularda; bilinmezin stresi denilen 1000 yıllık bir histeri yatmaktadır, ki ilkel kabileler bu histerilerini saldırganlık olarak yansıtırlarmış zaten.

Hac umre federasyonu görevlisi Kamil Zat, bu sorulara tekamülliyetli cevaplarıyla Söylemi hacılamayı başarmıştır.

İşte cevaplar:

1- Biriken millerinizden dolayı fiyatı indiremeyiz ama sizi isterseniz Irak Basra yakınlarında uçaktan atabiliriz, indiğiniz yerdeki acenta sizin millerinizi değerlendirir, Allahın izniyle.

2- Sefa Merve arasını isterseniz olimpiyat meşalesiyle koşun, niyet esastır elhamdülillah.

3- Keseceğiniz patlıcanı musakka olarak somalili fakir hacılara dağıtır ve sevabına nail olursunuz inşaallah.

4- Kabe'i beytullahın resmi gönüllerde evelallah 3'ten daha fazla boyutludur, müslümandan daha iyi makina yoktur bu icmalde.

5- İsraili protesto etmek yerine, israillilere şefaat dileyeceğiniz mekan çoktur maaşallah.

Söylem şokun manasını anlar yüzdeki kılcal damarlarına dek. Kabe yolculuğunun rehberasyonunda bile şimdiye kadar hiçbir şair yazar felsefeci, gitarist ve senaristten almadığı ilhamın nuruna bürünür solaryumlu yüzü. Gözündeki ışığı kimseye çaktırmadan cepten fotoğraflar. Düşünür kendi kendini arafatın hilalinde, çanakkaledeki beyaz bulut alacaktır cismini üstüne, yürüyecektir bir kainatın şerikine, melekler hamd ile gösterirken birbirlerini söyleme, diye bir arabi ilahi dilinde fısıltı olur. Yerçekimi etkisini kaybetmektedir Söylemde yavaştan, yavaştan.

Ama; der Kamil zat; bir meyil geldi, bir saniye...

Söylem döner dünyaya.

"Kontenjanımız bitmiş 2 saat önce, kısmet ise seneye....."

*****

Mustafa MEHİR

Kadar

Neden elitin eliti olmakta bu kadar ısrarcısın?

Sen değilmi çamurla beslenmekten, çamuru cildine süren yoldaki? Hayaletin miydi o?

Bu değişimlerin, bu değiş tontonluluğun, göründüğün gibi olmak mı, olduğun gibi görünmek mi? Bana sorarsan, ki ben bu konuların yargıtayıyım, sen buldumlardasın, sen görüntün olmuşsun.

İlla önemli koltuklarda oturmak ise hayattaki öznen, bilki o koltuklar nemlidir. Üstüne oturanı algılar, ve nem salgılar. Sen veya diğerin otursada algılar, huzur artık ummandadır.

Ben bu durumda senin ve diğerinin koltuğu olmuşum da haberim yok. Şu meşhur bukalemunu seyrettin mi, her koltuğa tırmanıyor ve saniyede o koltuğa uyum sağlıyor.

Belli belli seyretmişsin, değişiminde saklı olan renkler dışarıyı inandırabilir ama pigmentlerinde ilk koltuğun renkli renkleri saklı, sen de hayatın boyunca o renkleri değiştirecek duracaksın.

Hayırlı sinekler.......