8 Ocak 2010 Cuma

SENİN TAMAMIN benim yarım

Bir kadına aşık olmak kolay mı? Kolaymı çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarla uğraşmak? Birde benden duymuş olmayın, fiziksel boyutuyla.

Olaya bir tanımlama ile başlayayım. Aşık olunacak kadın portresiyle. Hem de eşzamanlı bir tanımlama çerçevesinde. Her iki cinse ve tüm zamanlara atıfla.

Erkekteki eksik yön veya yönler bir kadın tarafından ne derece doldurulursa, kadının cazibesi o kadardır. Yetenekli, coşkulu ve diktatör kadının koca profili, eş profilinde, sakin, ev tipi, ve kısık erkekler yeralır. Bu; ilahi komedyanın birliktelik dna'sıdır. İki aktif eşin yapacağı birliktelik ise tez zamanda deprem yarıklı fotoğraflarda kalır.

Bu kadar nöropsikoloji ile yıkadığım yazılara dikkat ediveren oldu ise, yani genel mantığı görmeyi başarabilen, doğaya müdahele etmediğimi sadece kurallarını yorumladığımı algılayabilir. Oysa doğa kendinden alınanı mutlaka geri alır.

Şimdi başlıktaki lirik, şekilmatik ve numayişli kelimenin açılımını açalım.

Ey aşık olacağım kadın;

Sen beni ne kadar tamamlayıcı bir parçan olarak görsende, ben ikimizin oluşturacağı büyüklüğe odaklanmışım. Seninle varolan bu yücelikte ilahi amacım sana hizmettir, çatıyı ancak böyle yükseltebiliyorum kendimce. Aslında seninle eşit olabilmenin verdiği huzurla doluyum, acizane başlığımda bahsettiğim budur, kendi yarımı saymıyorum ve kesip atıyorum, ama seninle bütünleşirken senin varlığın bir bütün olarak benim yarımın yerine geçiyor. Bende aşka sebep olacaksan, bendeki aşkın anlamını bilmeni dilerim. Eğer tamamını söküp alırsan benden, diğer yarımı sakladığım yeri asla bulamayacağım. Ne yerde ne gökte. Demekki yeri de göğü de yakacağım. Gizli bir tarikata dönüşeceksin bu yangında, ve demek değil ki, seni yerde veya gökte arayacağım.