17 Şubat 2010 Çarşamba

Kanıt RECEP İVEDİK

Seyredene karışmam. Ben devrimci değilim ki.
Gülenleri eleştirmem. Millete cehennemi reva görenlerden olmadım hiçbir zaman.

Nitelik denilen unsuru kaybettik sadece. Hamburgerle, kolay fuhuşla, sevgisizlikle.

Nitelik idi eskiden kapıları açan, sonrası sizin yetenek ve azminize kalırdı. Buralara nasıl geldik?

Şimdi kısa hatırlatmalar ile biraz sinirlere dokunalım.

Magazin tarihinde başladı çürüme. Televolelerde masumca sunulan aile magazini, yani ilaçlı kola ile, lüks hayatın arayışına döndük. Meşhur fare kapanı süreci: Kola-bira-rakı-viski-esrar-eroin-teneşir.

Sonra reality şov denilen, özel hayat teşhiri. Kanlı, cinnetli, katliamlı.

Nihayet; kavgaların canlı yayını olan biri bizi gözetleyenler. Ve arkasındaki vampir sapıklar:

CAN TANRIYARLAR, PELİN AKATLAR, KENAN ERÇETİNGÖZLER, REHA MUHTARLAR, emeği geçen her tür kaşalot, Fatih aksoylar, ve bu katarın sonunda vampirden türeme Acun.

Stockholm sendromu: İnsan katiline aşık olurmuş. Orospu ise pezevengine.

Kanıt?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder