23 Ocak 2010 Cumartesi

Sevişmeye hazırsak....

Genç adam yarıçıplak ve kendinden emindi, dizleri değil yüreğiydi titreyen. Erkeklere yüklenen dik dur kalıbına çok yakışmıştı. Onlarca kez birlikte bulundukları sosyal flört ortamlarından sonra, ilk defa sevgilisi İclal ile birlikteliğin farkına varacaktı.

İclal; Erman'dan son bir hazırlık izni daha almıştı. Yüzünün bütün sevimli ifadelerini makyaj yapıyordu. Belkide bu akşam iffeti bulutlara teslim edecekti, resmi-gayriresmi düşünce sisleri ardından.

Sonra ürkek adımlarla yatakodasına tıkladı, erkeğinden ışıkları söndürmesini istedi gayet teslimkar.

Erman, üzerinde boxer, gece lambasını söndürdü, bu mahçup tiyatronun sadece saf ayışığında sahnelenmesi sayesinde, bütün çekim hataları önemini kaybedecekti. Vcüdünu şöyle bir silkeleyerek, daha doğal bir görünüm elde etti cesaretine. Karşısındaki kızı hayat boyu taşıyabileceğinin silkinmesiydi belkide bu.

İclal, ürkek kedi adımlarla saten çarşafa herhangi bir günsonu gibi uzandı. Daha önceden erkeklerle yataklanan bütün meşrep arkadaşları'nın ona verdiği tüyolara dayanarak. Doğallık; limitleri açığa çıkaracak ve erkeğin hiç ulaşamayacağı lezzetleri onda bulmasına aracılık edecekti.

Daha önceden yatağa serilen Erman için, kendisine adanmış bir vucudun teslimiyetinde, daha mı vahşi yoksa hassas mı olmalıyım soruları yanıp sönüyordu. Daha ilk kere "O" nunla yatağa giriyor, ve kasılıyordu şakakları.

İclal birden dönerek, dudaklarındaki ıslaklığı ile ateşe benzin dökmek istedi. Sarılmak, kuşatılmak, ve direnmemek, işte bütün mesele.

Erman, kontrol tarafından büyütülmüş bir delikanlı olarak, ilk darbenin karşıdan gelmesini tahrik kabul etti, ısınan havayı kor olana kadar yükseltecekti. Kadın ve erkeğin müzayedesi başlamıştı, ne kadar artırma olursa, arttıranlar o kadar değer bilecekler, ve arttırmanın sonuna değer biçilemeyecekti.

İlk sevişmenin yürek burkan resimleri zihnimde kayar durur böylesine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder