28 Temmuz 2009 Salı

EROTİK-ROMANTİK HİKAYELER ( GİZLİ SAKLIM )

Yine sıcak, yine buhran, sosu toz olan. Tatil hakkımda yok, araba sat, araba sat rüzgarlarıda sadece samyeli, zavallı tenimi kavuran.

Bu ahvalde 3 yıl öncesiydi. Temmuzun dibi. Genel Müdür çağırdı.

-Seni eski işyerimin kilit müşterisine göndereceğim. Arabayı yıkat, üstünü başını efille, sana Asu eşlik edecek, müşteri onun.

Asu. Adına kanmayın, moleküler çekimi olmayan bir kadın ve korku merkezi. Özel odasında steril, selamı kıt, mesafesi uzun. Bir yıldır şekil hariç hiçbir paylaşımım olmamış bir kazulet. Kerameti kendinden mamul işyeri ikonlarından. Hissiz vampir kadın. Karşıdan gelince koridor değiştirdiklerinizden.

Kendi kendime düşündüm, bu puşt genel müdür beni kovduracak, Asuya'da harcatacak. O yüzden beni korkularımla yüzleşme seansına sokuyor. Yolda giderken şerit değiştirsem Asu gammazlayacak, bir nevi deneme çekimi ama filmin çöpe gideceği belli. Eh anasını satayım şimdiden.

Bütün arkadaşlar bunu duymuş, Asuya şöförlük yapacağımı, cenaze timi gibi dizilmişler, beni teselli ediyorlar. Bu çaycı ne zaman haberi uçurdu arkadaş? Asu merdivenlerin başından göründü, ruhuyla sevilmeyen bu kıza, cellata bakar gibi baktım.

Çıkalım mı Mustafa BEY, dedi.

Buyrun asu hanım. ( bırr )

Motoru çalıştırdım, süs ikonası buz hayret yanıma oturdu. Aslında arkaya oturup, fakrimi yüzüme çarpmak varken.

İşyeri mücavirinden çıkarkene dek konuşmadık. Birden döndü, şefkate saran bir sestonuyla;

Rengin içaçıcı değil, nasılsın?

Ses sanki onun değildide, Cindrellaya kostüm getiren iyilik perisinindi.

Sıcaktan olabilir.

Biraz sessizlik.

Bana sen dedin.

Evet. Ne varki, sen, sen, sen.

Sanırım havaya dişilik molekkülleri sıkmışlardı. Asu, benim yanında yapılması en kırmızı hareketi yaptı. Kapalı ayakkabılarından ayaklarını çıkarıp, koltuğu geriye çekti ve dizlerini topladı, eteği dizaşırı yerleri geçti, ve kültürüm beni yanıltmıyorsa uçuk pembe iç çamaşırıyla selamlaştım.

Bak sevgili musti, ben bir yıldır seninle bir paylaşım bekledim. Sen bu işyerine en fazla, en efendi, ve asla yanılmayacak hislerimle en romantik aşkı içinde besleyen farksın.

8.7, merkez üssüm adaların güneyi..

Asu, arabayı ayran satan bir ağaçdibine çekmemi istedi. Sigara içicisi olduğunu orda öğrendim. Gizemlerini bende sonlandırmayı ister bir venüsün kıskacındaydım. Yürüyelim dedi. Sıcak ona gömleğini bir, iki, sırayla üç dal açtırdı. Pembe südyeninden taşan sinyaller ile akilane hislerim yerini lise çağlarıma bıraktı. Artık bir çekimin kölesiydim. Çamaşır pembe, kilot pembe, herşey pespembe, yer gök pembenin arasından görünmez oldu. Organizma pembe, düşler pembe, asu pembe.

Buz erimiş pembe olmuş, sarılıştık, en şiddetli öpücüğüyle içimi vakumladı, korku perdesi masal perdesinde son buldu. Bu seansın sadece 1 kez olduğunu söyledi, ona aşık olmaya çalıştım ama izin vermedi. Bedenimin gördüğü en taze pembe ile elele helal olduğu meleklerce kabul edilecek bir sevişme yaşadım. Asla bir beden rahatsızlığı duymadım. Vicdansız aşka eser oldu heykellerimiz.

Arabada özü olmayan özüne döndü. Gittik müşteriye 20 araba sattık, ama daha önemlisi, ben artık gizli saklımın beni nasıl kendine inandırdığına hayret ediyorum. Birdaha böyle bir şey yapmadı Asu. su...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder