8 Ekim 2022 Cumartesi

Dı inilayz of dı set piıpıl

Setlerde kendilerine yardımcı oyuncu denilen ama bire1 figüran muamelesi yapılan insancıkların profillerini yüksek yüksek huzurlarınıza sunmak isterim. Bin lira verseniz bu değerlendirmeyi size yapmaz kimse. Gelyo geliyo....ŞİZOFRENLER. Ünlü oyuncu ve yönetmenler ile aynı yerde mesaide olunca onlar ile aynı statüde olduğunu düşünen ama içten içe günde 200 tl için orada olduğu gerçeğini hazdemeyenler ve bu şekilde içte mi dışta mı olduğu belirsiz kişiler. İHTİYACA BİNAENLER. Setlerde yediği yemek içtiği çay ve istihdam altında olmanın güveni ile yürek ısıtanlar. UMUTSUZ EV KADINLARI. Setlerde mutluluk arayışı ve mahalleye getirecekleri havadislerin mutluluğu ile ortamı anneleştiren emek insanları. HUZURSUZLAR. Kendilerini içinde bulunduğu topluluktan ayrı görerek aslında üstün ve seçkin profil oldukları tezini devamlı yaymaya çalışarak etrafa duvar örenler. EMEKLİLER. Genelde iş hayatından kopuş ile üstü başı düzgün kurallara riayetçi profil çizen keyfi topluluk. OKUL KAÇAKLARI. Set kolaylığı ve okul bitirmenin zorluğu düzleminde yön arayışı içindeki zıpır kitle. SADAKATSİZLER. Bazı setlerde amaç bulan ve çabuk kaybeden karabatak gibi dalıp çıkan çoğunlukla izlerini kaybettiren aylar sonra rastlanan kimlikler. HABİRECİLER. Setten sete koşarak ve her daim set haberi ile mutlu olan bu yolu benimsemiş emek müptelaları. Gelirleri en fazla asgari ücret seviyesi. GÖÇMENLER. En kolay tutunma yöntemi olan figüranlığı içselleştirmiş adaptasyon meraklıları. Ana kız genç kız arkadaş grubu ile takılma yöntemindeler. İÇİ GEÇKİNLER. En şık elbise kostümleri ile setlerde seyrüsefer yapan 20 yıl ve ötesi tecrübeleriyle hikayeleri hiç bitmeyen jöntipler. DENEGÖRCÜLER. İlk iki sefer bedava kuralını aşamayarak tövbekar olan deneyimciler. DAHA ÇOK EKLENECEK VAR.

7 Ekim 2022 Cuma

EFSANE HABABAM SINIFI

Bir film serisi düşünün, filmografisi zayıf, çekimi amatöre yakın, konusu fıkra uyarlaması, özetle bu film yerle bir olmaya, rakiplerine ezilmeye, gişede sürünmeye yani şansını yok etmeye çok yakın. Ama bir film serisi düşünün, oyuncuları ölümsüz, yönetmeni dahi, 50 sene sonra bile bıkkınlık vermeden ailece izlenen. Yani bir milyonda bir ihtimalin adı Hababam sınıfı. Şimdi bu sıcaklığın anatomisini beraberce tahtaya çizelim, zira herkese malolmuş bir efsaneden bahsediyoruz. Filmin müziği sihirli. Yavaş akışta hüzün, hızlı akışta neşe saçıyor. Yani hüzünde ümit neşede gurur var müziğin dnasında. Bu gizem dolu ikilem kulaktan kalbe inmiş bir sihir demek zihnimizde. Filmin karakter dizilimindeki tiplerin tamamı yaşamın içinde. Yani bir nevi kimliğimizin onaylanması demek bu. Aslında kurallardan, adam olmaktan, başarıdan, kariyerden sıyrılmak isteyenlerin toplanma klübü Hababam sınıfı. Bir de kendini bu looser klübünü adam etmeye - topluma kazandırmaya adamış Mahmut hoca tiplemesi var. Yani karşıt görüşü, iradeyi düzeni savunanları temsil eden, filmi ayakta tutan. Filmin çöp kutusu, aşağılanma duvarı, salaklık timsali, en komiği inek şaban. Filmin çapaları olan Fenerbahçe taraftarlığı, para düşkünü müdür, içi geçmiş öğretmen figürleri, okullar arası yarışmalar, sosyal yaralar, ve finaldeki müsamerede döktüren hababam sınıfı korosu. Elbette düzen ve düzensizlik arasında mekik dokuyan anne şefkatindeki Adile Naşit ile tam bir tablo oluşuyor. Hababam sınıfı filmlerinde eli bile gözüken kişiler ise hayat boyu bu payeyi taşımaktan gurur duyuyor. Birer anıt hükmüne geçiyorlar. İşte özü özeti bu gözüken büyülü hikaye en az 20 yıl daha ekranlarda gözükecek. Başarısına bir daha ulaşılamayacak.

6 Ekim 2022 Perşembe

SAPYOSEKSÜEL MİYİM NEYİM SEKSÜEL BENİM

Hislerim beynim ve içgüdülerim bana fena sinyaller gönderiyor. Mesela bir insan sıradan ise, önceden bildiğim şeyleri konuşuyorsa, davranış ve tepkilerini hesaplayabiliyorsam, o kişi benim gözümde bir an önce uzaklaşılması ve önemsenmemesi gereken bir kazulete dönüşüyor. Gençliğimde de öyleydi. Buram buram bana yapışmaya dünden razı kadın kişilerin zeka tartısı genelde düşük hatta düşkün çıkıyordu. Uzaklaşıyordum. Bunu yazarken bile neler yazacağımı anladığım için uzaklaştım kendimden ya.

TRANSMİSYON

Aktarım veya görev devri. Bir itenek sizi tahrikliyor ve yapılması gerekene sizi adapte ediyorsa. Haliyle burada mekanik teknikleri üzerinde durmayacağız. Konumuz aslında hareket ve düşünce motivasyonlarımız. Bizi harekete geçirenler. Elbette temel soru ne kadar kullanıldığımız veya kullanışlı olduğumuz. Eski reklamlara bakarsanız bir beyefendilik centilmenlik ve nezaket görebilirsiniz. Ürünün kalitesi, farklılığı vurgulanır ve sizi yüksek standartlara kavuşturma teminatı verilirdi. Şimdi ise tek bir vurgu veriliyor ve satıyor: Kuralları sen koy özgürlüğüne sınır tanıma kendi dünyanı kur gibi temelinde anarşizma olan vurgular ile ürün beyine saplanıyor. Alıcılar internet tahrikli. Kendi şahsiyetlerini ölümsüz kılma odaklı. Yaşantılarını sergilemede sınırsız istekli. Haliyle bu tahriklenmiş içgüdüleri iyi bilen reklam ehli eline aldığı kamçı ile hayatımıza unutulmaz izler bırakıyor. Dünyada transmisyonun ilk örneği sanırım öküzün boynuna vurulan adına koşul denilen ilkel tarla sürme aleti olsa gerek. İşte bu düzenek bize birşeylerin gelişirken değişmediğini de anlatıyor. Kendimiz öküz değiliz elbette, sadece bizi harekete geçirmek bu kadar kolay değil ama yapıyorlar.

5 Ekim 2022 Çarşamba

BOBOŞ MEMELİ KADINLARIN DÜELLOSU

Benim bildiğim Türk kadının göğüsleri yarı olgunlaşmış elma boyutundadır. 1.00 cm hacimsel büyüklük ise kıskançlık sebebidir. İnsetegram fenomeni boboş memeli ve bol takipçili kadınlar yine sosyal medya üzerinden birbirlerine hakaretler yağdırmışlar, ifşa etmiş biri öbürünün tehdidini, biri birine korkutma davası açmış filan. Şimdi bunların bomboş takipçilerine bakarsak büyük ihtimalle sabah akşam mastürbasyon yapacak tenha arayan bir grup olma ihtimalini yüksek görüyorum. Haliyle bu tartışma onların dikkatini çekecek ve takipçi sayıları da doğal olarak yükselecektir. Bu sosyal olgu da böylece bütün derinliği ile tarafımdan irdelenmiş oldu. Daha da derine girmek isteyenlerin dalış tüpü takmaları tavsiye olunur.

METABURGER

İnsan yığınlarında gözlemlediğim yegane kader; kesilim bekleyen tavukların karmaşalı kümeslerindeki rekabettir. Kırmızı ışığın yanmasını bekleyen cenaze arabaları gibi. Terslikler içiçe, ikilem ler götgöte, kavramlar üstüste. İşte bu yığına uzaydan bakarsak şekilsiz bir kahverengi, yakınlaşırsak katman katman, kuş uçuşundan bakarsak deli ayrıntılar gözümüzü yorar. İçine girersek bir sürü kavga bağırış gurur kibir yer kapma telaşı gibi tavuksal didinişlere kapılırız. İçerdekiler dışardakiler filan. Bu kahverenginin en tanımsal karakteri ise devamlı şekil ve tonlama değişimidir. Bazısı yediği yemekle giydiği etekle bazısı bireysellik kurumsallık elbiseleriyle bu kahverengiye tonlama katmaya çalışarak yaşamsal anlam bulma yolunda yürür. Aslında bir çok rengin bulaması bu kahverengiye rengini verir. Dünya mavidir ama topluluk kahverengidir. Belki biz bu kahverenginin pigmentleri olarak bir burger köftesine dna hizmetinde bulunuyoruz. Yaşam amaçlarımız bir gün ısırılıp sindirilip bir başka kahverengiye dönüşecek. Toprak olur bok olur, ona siz karar vereceksiniz.

BİR GÜNEŞ DAHA

Aramızda 23 ağustos 1984 gününün güneşini hatırlayan var mı? Yada 14 haziran 1999'nin kini? Olmadı yakın tarih 28 temmuz 2012 ? Sanmam sanmıyorum. Çünki o günün güneşleri parladı ısıttı ve battılar. Bu girişi neden yaptığıma gelirsek, Merve Boluğurdan bahsetmek istedim nedense birdenbire. Kendisi sihirli annem dizisi ile çocuk yıldız oldu. Birkaç dizide magazinde yer aldı. Sonra peşine er kişiler takıldı. Magazinde gagazinde boy gösterdi filan. En son birkaç yerde şarkı söylemeye kalktı. Dolgun ve gülümser bir hatun olarak geçen günlerde doğanın çağrısına uyarak evlendi. Şimdilerde zamansız sevişmelerde olduğunu tahmin ediyorum. Her kadının hikayesinde derin bir hüzün kumaşının üzerine işlenmiş ışıltılar, simler, pullar ve süsler görürüm. Kendiliğinden ışıltılı. Bizler baktıkça mutlaka parıldayan bir yön görürüz o hüzün kumaşında. Bazen güneş olur gözümüzü alır. Bazen karanlıkta yolumuzu aydınlatır. Bazen içimizi ısıtır. Şimdi sonuç cümlesi ne olmalı bu anlatımın diye düşündüm ama bulamadım bir türlü.