5 Şubat 2010 Cuma

TERÖRÜN AKŞAMÜSTÜ

Ne zaman bir filmde kendime rol biçsem, katil-piskopat-sapık üçlemesinden biri olmayı isterim. Oynayabileceğim en makul ve uygun-nizam roller bunlardır. İtinayla, intizamla artistliğimi yaparım. Bakakalırsın. Zira ruhlarının hafifliği ve kişiliklerinin sudili nezaketi diğer insanlardan daha elit olan kişiler, diğer kitleyi daha iyi gözlemler ve taklidini ( sinemasını ) yapabilir.

Söylem gibi izleyici, gizleyici, sadece gözleyici veya filtreleyici yaradılışı olan kişilerin beni algılayış tezahüründen anlaşıldığı üzre.

Yada Nüzeyyen gibi, ağlayışlı, tepkili, açık enseye patlatırcı, alevini almazsan patlayıcı kişiliklerin gözünde bana bu ruh halleri daha iyi taylorize olur.

(taylorize: Terzi ısmarlaması yakıştırma fonetiği, nişantaşında moda olmadan öncesi)

Bu arada yanlış anlaşılma pradigmasını 20 yıl öncede bıraktım, yanlış anlaşılma kompleksim yok, anlayan istediği gibi yazabilir.

Terör dediğimiz, propaganda aletine bu sebeplerle yakınım. Teröre maruz kalmış insanlar terörü özümsemiş vede olduğu gibi kabullenmişlerdir. Kişiliğimize dokunan herşey, terörün hammaddesidir.

Eski adıyla anarşist, yeni adıyla terörist yaklaşımlara karşı, mikrodalga bir anlayışa sahibim. Terörü algılama şeklidir terörü büyüten ve besleyen. Siz hırlayan köpekmisiniz, hırlanan köpek mi, yada hangisi olmak istiyorsanız, terör aslında odur. Çünkü terörlenen birimler olmadıkça, terör sadece hırlamadır, yolunu 2 sokak yana alırsın, hırlayanı söndürürsün, yada terörün yoluna çıkarsın, terörü bitirir yada büyütürsün. Yani sen terörün kaynağı değil odağısın, ya terörün efendisi, ya terörün uşağısın.

Terörle başladık, kanserle bitirelim. İkiside öldürür, yada geride bırakılır. Kanser hastaları, umut aşınızı yaptırmayı unutmayın. Kanser demek, duyguların yolunda gitmeyerek vucüdun bir yerine saplanmışına denir zira.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder