9 Eylül 2009 Çarşamba

Göreceli Kadınlar

Tarihim boyunca yanımda çevremde ve çerçevemde kadınlar oldu. Bu kadınlar birinin kızı, birinin aftosu, birinin umudu veya birinin yedeği idiler, şuydular buydular ama bendeki göreceleri önemliydi benim için, hatta en önemlisi bu idi. Yoksa her kadın biraz fahişedir, her kadın biraz ihanetçidir, her kadın düşmanımdır, her kadın biraz şeytandır. Bunlar bilinen şeyler, vurgunun önemi yok.

Peki nasıl göreceydi bunlar? Görece, "bana sana göre" lafının moderncesi, buradaki görece ise bana göre. Bunu açıklayayım.

Nasıl oluyordu da, kadınlar bazen çok güzel ve taşkın bazen çok çirkin ve düşkündüler. Acaba kadınlar suçsuz du da; ruhumun gelgitleri mi etken idi bu istikrarsızlığa? Deli miydim, delirtilmiş miydim? Ama yaşarken bu gizi çözeceğime inandım ve çözdüm.

Erkek varoluştaki öncül canlı, ve kadın ise vadisidir. Yani kadın erkeğe göre varolur, erkek ise kadına göre şekil değiştirir. Bu sonsuz akışta, denize giden yolda, eğerki akışkan sıvı ( erkek ) kaynağından ne kadar çok besleniyorsa, o derece taşkın olacak ve etrafa hükmedecektir. Vadiyi bile su basacaktır.

Ve eğerki erkek kaynaktan az su alıyorsa, o derece vadide cılız akacak ve vadinin çatlaklarında eriyecektir. Vadi ne için vardır, su aksın diye, suya coşku veren Allah, kadına da suya hükmedebilmesi için hükmedeceği kadar güç vermiştir. Yani bende Erkek olarak, vadilerde akmayı düşünüyorsam, ne kadar güçlü olduğuma bakacağım, yok olmadı bulutlarda kalacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder