26 Haziran 2009 Cuma

Su, aş, döşek

Edebiyat yolculuğumda, uzayan kum tepeleri, küçük gözüken devasa yokuşlar arasında bir arkadaş beni kervansarayında ağırlamış, yaz(g)ılarımı beğendiğini söylemiş, yazarak mutlu olduğu şeklinde bir not bırakmış. Sağolsun, şu kavurucu günlerimde bana rüzgar oldu, varolsun.

Ona teknik olarak cevap veremedim ama, eğer tek okuyucusu ben olsaydım, bu küçük notu ile bende yüzmilyon sattığını bilmesini isterim. Teşekkürler sevgili C.S. nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan...

Madem böyle bir teşekkürname aldım, yazabilmenin birkaç ayrıntısını paylaşmak niyetindeyim.

Önce kim olarak yazmak gerektiğine karar vermek, bu şahsiyete bir çizgi belirlemek, ve su gibi olabilmek gerekiyor. Yani su olduktan sonra yolu bulmak kolay ama su gibi olabilmek durumunda en küçük ayrıntıların bile arasından geçebilmek gerekiyor.

Zaman zaman taşmak,
zaman zaman sızmak,
zaman zaman yağmur olup yağmak,
zaman zaman elektriğe kontak yaptırmak,
zaman zaman serinletmek
zaman zaman tarlaları yaşatmak,
zaman zaman eğlendirmek,
zaman zaman her amaca hizmet etmek,
zaman zaman filmlere konu olmak,
zaman zaman gücünü göstermek,

ve zamanında buhar olup gitmek...

mustafamehir@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder