20 Haziran 2009 Cumartesi

AVRUPA UÇUŞU ( Romantik-Erotik Anılar ) Böl.4

Arkadaşlarla mesaiye başladık. Kemal YURTERİ yanıma geldi.

-Hiş, hişş, amcaoğlu, yorgun gözüküyorsun, sana bi kahve getireceğim, direktör seni sordu durdu dün gece.
-Ne diyorki topoş, o ömrünü burda geçiriyor biz 2 günlüğüne.
-Ne bilimm abi, uçak tutmuş filan dedim, beni kontrole gönderdi, uyuyor dedim. İnanmadı ama, şu yarına kadar sende zıplamayı bırak abi, biraz kollektif takılalım.. dedi.

Kemal herzaman doğruyu söyleyen adamdır. Buna rağmen benim sattığımın yarısı kadar araba satar ama bilgelikte benden yukardadır.

-Vay beyzadeler, ne tasarladınız bakalım süpriz babında?

-Abi direktör dediğin adam varya günahını alma, bize sitiprize götürecek, ordanda seç beğen yapıcaz, artı bedava uçuş, ama sır olarak kalmasını istedi.

-Ya kemal abi, ENBE olmasın bu direktör?

-Yok abi gelirken uyardı geçen sene gelenler, Fredrikle takılın, otoriter ama baba adamdır dediler.

-Lan oğlum, İsviçreliden babamı olur, olsa da, pezevenk bu baba, nasıl iş.

-Sen saat dokuz gibi kaybol, jantileri çek lobide bekle abi 3 kişiyiz, fredbaba bizi everecek akşama.

-Lan öyle olsun, adam babalık yapmak istemiş madem, bu akşamlık evlatlarıyız anasını satıymmm.

Kasvetli gün son kürekleri çekerken, bütün konsantremi topladım, odama duşhane olarak kullanıp, lobiye indim. Kemal ve arkadaşı sıkıntılı sıkıntılı bi köşeye tünemişlerdi, ben aslında kollektif çapkınlık tarzının adamı değil, birebirde romantik erotik olma ekolünün adamıydım ama silah arkadaşlarımı kıramazdım.

Frederik lobinin kapısından göründü ve el şaklatarak bizi çağırdı.

NightCat swedish pup o gece çok bereketli ve ışıklar içinde yüzüyordu. Buraya yanlışlıkla bir bomba düşse inanın, otomotiv dünyasının en az 10 senesi kayıplara karışacaktı, yetişmiş insangücü açısından.

Striptizi izledim, votka martinimi, salladım ama karıştırmadan içtim. Kemal terli, arkadaşı sessiz, fred ise şen şakrak ve uçuşlardaydı. Evrensel olarak benimle piste çıktı, kalabalıktan tuttuğu bayanlarla dans ettik, gürültüden isimlerini duyamıyordum ama yorgunluğuma değer bir trafikten geçtiğimide kabul edin.

Sonra, casus filmlerindeki gibi Frederik bizi, ardışık düzende bir tünele çekti ve karşımızda klasik bir seç beğen al sahnesiyle karşılaştık.

Frederik kırımızımsı sevimli suratıyla,

-İşte turkos, size avrupa lokumları, dikkat edin aşık olmayın, aralarında profesyonellerde var irrasyonellerde. Dedi. Yani macera arayan avrupa kadını, olarak anladım. Dans eden bir tanesini içkiye davet ettim, ortam daha sessizdi.

Geldi kalabalığın arasında.

Buz bir jean, beyaz bluz ve bandanası vardı, bluzü gögüslerinin altında bağlıydı. O ışıkların arasındaki şelale, yanımda bütün inceliğiyle oturdu.

-Hello guys, this is Oxena.

Elini uzattı, sanırım profesyoneldi, bütün profesyonelliğimle,

-This is mustafa, partnership all night yu niceee dedim.

Acele lafa girmeme kızarcasına elime hafif vurarak,

-Mustafa drink samtink please,

Ben gayriıhtiyari ne içecen bebek dedim ama ingilizcesini unuttum.

Yüzdeyüz Türkçe,

-Sen ne içersen onu; dediği anda dondum ve hakkımdı,

Şaşırma kocaoğlan Türkiyede 3 sene çalıştım. Ve başladı gurbette gurbetçi bulmanın sihiri.

Otele kedi adımlarımızla çıktık, ufak şirin bir dağ oteli, Wondertime apart.

Odamıza çıktık, serinlemek için sırayla duşa girdik. Önce o.

Çıktım, dişlerime fırça çektim, badi losyon, bornozumla odaya girdiğimde Oxi ise yatakta TV seyrediyordu. Enteresanı, Türk kanallarından biriydi, oradan Türk klip kanalına ordan dizilere zap zap gidiyordu. Bizim dizilerde beğendiği oğlanların kritiğini yaptı, leman sam'ın Anladım klibini izlerken gözleri hafif doluydu, hakan isimli bir türkten hamile kaldığını, çocuğu aldırdığını, hemşire olduğunu, annesine para gönderdiğini ve yukraynadan 2 tane ev aldıklarını, vesair ruhikizini bulmuşcasına bütün hazinesi olan hızlı yaşamını anlattı. Bana hangi arabayı almalıyım diye sordu, bütün mesleki birikimimle ona karşı markadan bir aracın onun yaşam profiline daha uygun olduğunu, ama yakıt tasarrufu isterse bizim markayı almasını söyledim. Ona telaffuzunun aynen yurtdışında yaşayan Türk kızları gibi olduğunu söyledim. Karşılıklı seranad gibi geçiyordu dialoğumuz, Ona isminin anlamını sordum, savaşçı prenses Zeyna'nın adını taşıyormuş.

Acaba dialoğumuz kerhanede hayat kadınlarının icraat öncesi muhabbetiyle ne kadar özdeşti bilmiyorum ama, bunun bir aşk öncesi özümseme seansı olduğu kesindi. Veya fahiş olsa bile kadın, değer verilmesi gereken varlık olduğu mesajını aktarıyordu gece boyunca. Ve cevaplarımdada onu bir gerdek gecesi mertebesine eriştirmeyi amaçladım en azından.

Aslında sohbet daralmıştı, o artık benimsediği "hemşehrisinin" dokunuşunun vakti geldiğini anlamıştı, veya kadınlığının organik saati vurmaktaydı.

Bana içini açtığı derin sohbetimiz ister öz olsun ister mesleki uzmanlığı, veya hemşirelikten kalma içgüdüsü, Oxena ile ruhlarımız uzayda çarpışmış, dünyaya parçaları ateş olarak düşmeye başlamıştı.

Kalktı, loş ışığı söndürdü, iç çamaşırlarından arındı, bana sessizce bakıyordu, ayışığı ise bir insanın vücudunu ancak bu kadar ölümsüzleştirebilirdi. Zihnimin ekran koruyucusuna kaydettim. Kusürsuz bir beden aynı zamanda bu kadar fütursuz olabilirdi.

O uzun geceden aklımda kalan ise, sevişirken asla mesleğini yapmadığıydı.

Zürih benim için artık dünyanın başkenti.....

mustafamehir@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder