Hanginiz adam hanginiz insan?
İçlerinde bir tane adama benzeyen var mı? Yok ki bulamazsınız ki.
Beyni yıkanmış bejler, alman malı postal giyerek yaşam standardı yükselmiş kanalizasyon canavarları.
Kaleşnikof sökmek-takmaktan başka insani alamet barındırmayan hayasız köpekler.
TC bir bütün olarak bıçak olsun ve beyninize saplansın.
Bu memleket bütün denizleriyle, bütün sefalarıyla, bütün kardeşliğiyle, olanca güzelliğiyle karşınızda nazlı nazlı sizi seyredecek, ve güzelliğine güzellik katarak şanlı bayrağıyla sonsuza dek yaşayacak.
Bitler, pireler, lağım fareleri.
Sizi büyüten ekmek taş olsun...
21 Ekim 2011 Cuma
13 Ekim 2011 Perşembe
ÖLME MUSTAFA
Yeter artık sonu uçsuz buhranlarım.
Gelmeden sızısı vuran afakanlar.
Dar geçitlerde boğan sel baskınları
Ve umarsız kadere yapılan başvurular.
Aşk terkedilmişliğinin dalga sesleri
Kanımı donduran sanal çağrıları
Ve bir oda dolusu yansımalar.
Hayatın sahnesinde düştüğüm durum bu;
Kalpsiz rüzgarların karşısında ayazlaşan kemiklerim
Belki gözyaşım buz olup donar ama
Sabah mecburi uyanışlar.
Bana saplanan yürek felçleri
Muzdarip olduğum haller durumlar
İçimde bir çiçek sulayacak var ise
Hayat boyu ve ahrette mutluluklar.
Kahretmek küfretmek istiyorum bazınıza
Ama ne mümkün ki arada uzaklıklar
Şayet ahrete varabilirsem mustafa sancağıyla
Dikeceğim yer sizin gibi ölü yaratıklar
Gelmeden sızısı vuran afakanlar.
Dar geçitlerde boğan sel baskınları
Ve umarsız kadere yapılan başvurular.
Aşk terkedilmişliğinin dalga sesleri
Kanımı donduran sanal çağrıları
Ve bir oda dolusu yansımalar.
Hayatın sahnesinde düştüğüm durum bu;
Kalpsiz rüzgarların karşısında ayazlaşan kemiklerim
Belki gözyaşım buz olup donar ama
Sabah mecburi uyanışlar.
Bana saplanan yürek felçleri
Muzdarip olduğum haller durumlar
İçimde bir çiçek sulayacak var ise
Hayat boyu ve ahrette mutluluklar.
Kahretmek küfretmek istiyorum bazınıza
Ama ne mümkün ki arada uzaklıklar
Şayet ahrete varabilirsem mustafa sancağıyla
Dikeceğim yer sizin gibi ölü yaratıklar
2 Ekim 2011 Pazar
MERKEZKAÇ
Yaşam denilen kültürün odağında ama korumalı bir konumda yazılar yazıyorum. Diğer yaşamları yazılarıma harç ediyorum, kendi yaşantım ile terbiye ederek.
Evrenselim ama; evrensel olma odağımdaki bileşenler Din-Felsefe-Tanrı sevgisi ve insanlık onuru.
Geçen bir yazışmamda nur isimli bir "insan"dan şöyle bir takdir aldım: -Okyanus Yürekli.
Yani her abartılı nitelemede olduğu gibi, yani her hayranlık buharının yağmura dönüşmesi gibi.
Son zamanlarda olduğu üzre, yazıyı fazla uzatmadan söylemek istediğim: -Yüreğinde deniz besleyen her kişi ile suyun çekim kuvveti kanununa göre kardeş ve yarenim. Ama bu merkezkaç kuvveti yada çekim; beni asla yörüngemden çıkartmaz. Yüreğimde su saklayabildiğim sürece bu düzende konum sahibi olacağım.
Su damlaya deniz okyanusa kavuşmak istediği sürece yazılarım sürecek.
Bir garip mustafa var diyen serin yüreklere kalpten selam.
Kurumuşlara ise bulut dilerim.
Evrenselim ama; evrensel olma odağımdaki bileşenler Din-Felsefe-Tanrı sevgisi ve insanlık onuru.
Geçen bir yazışmamda nur isimli bir "insan"dan şöyle bir takdir aldım: -Okyanus Yürekli.
Yani her abartılı nitelemede olduğu gibi, yani her hayranlık buharının yağmura dönüşmesi gibi.
Son zamanlarda olduğu üzre, yazıyı fazla uzatmadan söylemek istediğim: -Yüreğinde deniz besleyen her kişi ile suyun çekim kuvveti kanununa göre kardeş ve yarenim. Ama bu merkezkaç kuvveti yada çekim; beni asla yörüngemden çıkartmaz. Yüreğimde su saklayabildiğim sürece bu düzende konum sahibi olacağım.
Su damlaya deniz okyanusa kavuşmak istediği sürece yazılarım sürecek.
Bir garip mustafa var diyen serin yüreklere kalpten selam.
Kurumuşlara ise bulut dilerim.
1 Ekim 2011 Cumartesi
ABARTILAR
1 gram bal için 5 çiçek gezen bal arılarına ne demeli bizlerin yaptığı abartıların yanında?
Hayatımızda ameliyyenin yerini abartılar almış. Gözle görünmeyen herşeyi abartarak, bütün söylemlerimize renk ve derece katmaya çalışıyoruz.
Sanırım "inanılan" değilde, beğenilen bu.
Öyle bir ağlıyoruz ki, vucudumuzdaki 22 litre su kuruyana kadar.
Öyle bir aşık oluyoruz ki, varlığımızı harcamaktan geri kalmayacak kadar.
Öyle bir çalışıyoruz ki, adeta dünyada yapılacak birşey kalmayacak.
Öyle bir sevişiyoruz ki, dünyanın neslini devam ettirecek bütün enerji boşa gidiyor.
Ben gülüyorum sadece, öyle bir gülüyorum ki, karın kaslarım eriyor.
Hayatımızda ameliyyenin yerini abartılar almış. Gözle görünmeyen herşeyi abartarak, bütün söylemlerimize renk ve derece katmaya çalışıyoruz.
Sanırım "inanılan" değilde, beğenilen bu.
Öyle bir ağlıyoruz ki, vucudumuzdaki 22 litre su kuruyana kadar.
Öyle bir aşık oluyoruz ki, varlığımızı harcamaktan geri kalmayacak kadar.
Öyle bir çalışıyoruz ki, adeta dünyada yapılacak birşey kalmayacak.
Öyle bir sevişiyoruz ki, dünyanın neslini devam ettirecek bütün enerji boşa gidiyor.
Ben gülüyorum sadece, öyle bir gülüyorum ki, karın kaslarım eriyor.
26 Eylül 2011 Pazartesi
DAR VAKİTLER
Ayışığı solumakta yüreğim, güneşin uzun günleri sinemi yakar da yakar.
Bir ciğerin kapasitesini darlandıran aşk üçgenleridir zamanda kalıcı olan, onların heyecanı dili açar gönlü açar bahtı açar.
Ama tehlikelidir bu okyanuslar, suyun altını göremeyenler için, apaçık tehlikedir.
Ne kadar uzmanı olsanda aşkın, göz suda kırılır, göz suda bulanıklaşır.
Pişmanı olmaktansa aşkın, balık gözlü olmak iyidir, ve balıklar çarçabuk unutur.
Fazla söz suyu ayrıca bulandırır.
Bir ciğerin kapasitesini darlandıran aşk üçgenleridir zamanda kalıcı olan, onların heyecanı dili açar gönlü açar bahtı açar.
Ama tehlikelidir bu okyanuslar, suyun altını göremeyenler için, apaçık tehlikedir.
Ne kadar uzmanı olsanda aşkın, göz suda kırılır, göz suda bulanıklaşır.
Pişmanı olmaktansa aşkın, balık gözlü olmak iyidir, ve balıklar çarçabuk unutur.
Fazla söz suyu ayrıca bulandırır.
15 Eylül 2011 Perşembe
KENAR SÜSÜ
Tavanaramda saklı bir hikayen var bende.
Hayal edişi bile neşelendirici.
Ben bilmeden senin müptelan,
Ümit saçan bir ışık gibi
Sızarak taşan rüyalarımdan.
İçine kemiren bir şey var diyorsun
Ama sen yarattın onu
Kendi malını bilmez mi insan
Hele ki senin gibi
Bir neşeli orman perisi.
Evet fahişe dünya, evet gelip geçici
Ama darlanmaya gelmeyecek kadar ufak
Güneş hepimiz için doğar ya,
Bir beyaz sayfaya yazacağız adımızı.
Kenar süsü yaşam sevincimiz olacak.
Şimdi sıra sende kenar mahalle güzeli,
Adın ister ayşe olsun ister nazlı
Üstünde güneş batmayan okyanuslar gibi ol
Kenarlarından tutmaya başla o dünyayı
Kenar süsün ya pet şişeler yada ben belki.
Şimdi hiçbişey bilmeyen bilgiçliğin ile (!)
Bana teselli vermek için yazmış dersin.
Ne de çok bilmişsin cahilliğin perisi
Sen ömrünü en güzelinden yaşa, benim safsalağım.
Ömrüne ömür biçmek sadece onun bildiği bişi.
Hayal edişi bile neşelendirici.
Ben bilmeden senin müptelan,
Ümit saçan bir ışık gibi
Sızarak taşan rüyalarımdan.
İçine kemiren bir şey var diyorsun
Ama sen yarattın onu
Kendi malını bilmez mi insan
Hele ki senin gibi
Bir neşeli orman perisi.
Evet fahişe dünya, evet gelip geçici
Ama darlanmaya gelmeyecek kadar ufak
Güneş hepimiz için doğar ya,
Bir beyaz sayfaya yazacağız adımızı.
Kenar süsü yaşam sevincimiz olacak.
Şimdi sıra sende kenar mahalle güzeli,
Adın ister ayşe olsun ister nazlı
Üstünde güneş batmayan okyanuslar gibi ol
Kenarlarından tutmaya başla o dünyayı
Kenar süsün ya pet şişeler yada ben belki.
Şimdi hiçbişey bilmeyen bilgiçliğin ile (!)
Bana teselli vermek için yazmış dersin.
Ne de çok bilmişsin cahilliğin perisi
Sen ömrünü en güzelinden yaşa, benim safsalağım.
Ömrüne ömür biçmek sadece onun bildiği bişi.
13 Eylül 2011 Salı
ACIMIYOR
Taş olsa idi yüreğim yinede kanat çırpar
Yeni yetme heyecanlara kendini savunamaz
Kan otursa bile sancağıma kadar;
İnan bana aşkım; aşktan canım acımaz..
Dünyaya gelmiştim bir kısacık kordonla
Hayat bağımı kestiler kaldım çıplak ortada,
Oysa ne güzeldi ve bana ait o oda;
Yuvamı yaksalarda aşk canımı acıtmaz.
Aşk; gündüz düşlerinde bir sıcacık hayal
Hayalden hayal çıkar, ortada bişey kalmaz.
Bu şehir hasta sana, hayalin kavururken,
Bende bu şehirdenim, aşk canımı acıtmaz...
Yeni yetme heyecanlara kendini savunamaz
Kan otursa bile sancağıma kadar;
İnan bana aşkım; aşktan canım acımaz..
Dünyaya gelmiştim bir kısacık kordonla
Hayat bağımı kestiler kaldım çıplak ortada,
Oysa ne güzeldi ve bana ait o oda;
Yuvamı yaksalarda aşk canımı acıtmaz.
Aşk; gündüz düşlerinde bir sıcacık hayal
Hayalden hayal çıkar, ortada bişey kalmaz.
Bu şehir hasta sana, hayalin kavururken,
Bende bu şehirdenim, aşk canımı acıtmaz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)