Sizi bilinciniz dışı mutsuzluğa mahkum eden şeyler olduğuna inanır mısınız? Ben inanırım. Mesela Bilincinizin altı. Bir korkuyu, endişeyi siz düşünmezsiniz ama bilinçaltınız düşünür ve mutsuzluk hormonlarını damarlarınıza salgılar. Hatta mutluluk verdiğini düşündüğünüz şeyler bile.
Zamanımız insanı tüketim odaklı, oysa tüketim bir yokoluş ve sona erdirme manası olduğu sebebiyle, mutsuzluk veren bir mutluluktur. Zira nasılki tren seyahatinde trenin ray değiştirdiğini anlamadan yola gideriz ya, mutluluk yolunda bizi mutsuz eden yollara girmek te bilinçaltımızı tekeline alan bir tehlikedir. Hocalar, bilenler ve derin düşünenler bana hakverdi bile.
Kablolar, yılanlar, bizi bir merkeze bağlı hale getiren hastane hortumları. Bizi bağlayan, bizi esreden, bizi boğan yılanlar. Kimileri görünür, kimileri görünmez, ama hareketlerimizi ambargo altına alan kablolar.
Kanıtın varmı diye soracak olursanız, var elbette. Bir kere bütün kabloların yöntemi aynı. Ortak bilinç ile hareket ediyor bu kablolar. Kolayca kablo sistemine giriyorsunuz ve sonra abone sistemiyle sizi köleleştiriyorlar. Hayatınızda belli kaynakları bu kablolara adamış hale giriyorsunuz.
Geçmiş hayat ve hayatlarınızda bu kablolar yoktu. Farkettiyseniz daha mutluydunuz. Ama siz öyle bağımlısınız ki, kaybettiğiniz mutluluğu bile kablolarda aramaktasınız.
Halen daha anlamayan varsa, anlamak için kablolara başvuran varsa, size bu kablolarıda açıklayayım.
İnternet kablosu,
Televizyon kablosu,
Mobil telefon görünmez kablosu,
Telefon kablosu,
Kredi kartı kablosu,
Size özel hale gelmiş diğer abonelik kabloları.
Bu kablolar ilk ortaya çıktığında hepsi masum tavşan yavruları olarak doğdu. İnternet mesela, şirket birimleri arası iletişimi kolaylaştırmak için doğdu.
Televizyon kablosu, anten çevirme derdini ve külfetini kolaya indirgemek için doğdu.
Mobil telefon, devletlerin tesisat döşemekte zorlandığı ve telsizin etkisi kısıtlı yerlerle iletişim için doğdu.
Telefon kablosu, muhabbet için değil, iletişim ve haberleşme için doğdu.
Kredi kartı kablosu cebimizde para taşımayalım, mikrop kapmayalım diye doğdu.
Doğdular, semirdiler, biri onlara hormon aşıladı, kimyaları bozuldu, türevleri çıktı, kendi kendilerine kavga etmeye başladı hatta, kablolarından kollar çıktı. Kollarından kıllar çıktı ve Canavara dönüştüler.
İnsanlık onurunun kabloları yenmesi dileğiyle,,
mustafamehir@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder