Anadolunun hayata yaklaşımlarını sevecenlikle ve tebessümle karşıladım zahir. Bildiğimiz olayları, ilişkilerini, ve yorumlarını dile getirirken öz kültürlerini yansıtır cümlelerde olmuşlardır hep. Saf sevgi, saf duygular, saf ve orjinal ünlemleri Anadolu'dan toplarım daima.
Türkülerden bu doğallık bize yansır, ve duygu dili daha etkindir. Lirik pastoral ve sempatiktir, aynen gözleme gibi, aynen kete gibi, aynen bozlak gibi..
Bir de Anadolu'nun cinsel hayat söylemleri mevcuttur ki, algılayabilenin kasıkları çatlayana kadar gülmesini ve tepinmesini sağlar. Özünde doğallık akan.
Anlatamadığım.
Kaderi çocuk yapma üzerine kurulu Anadolu kadını, hayatı boyunca sekizi dokuzu yaşayamaz, ama yinede erkeğine iliklerine kadar sadık kalır, annesi gibi, ananesi gibi.
En çok hadise "kızışma" dediğimiz evlilik öncesi dönemde yaşanır. Kaçırmalar, samanlık ve çeşme hikayeleri, bağbozumu ve hasat dönemlerinde.
Köylü erkekler şeher göçlerinde en çok pavyonları gözeterek gelir. Sarı sarı karılara yapılacak amaçsız yatırım ile şehir turu devri tamamlanır.
Karadenize akın yapan sarı, uzun bacaklı ve bebesuratlı yaratıklar ilk geldiğinde, yuvası, ocağı ve düzeni dağılan aile portresi sosyal bir yara olup, etkileri bu zamana kadar ulaşır, malum nesiller başak gibi boyverdikçe.
Bu hayasız akında olan yine karadeniz kadınına olmuştur. Ama olsun, kol kırılır, yen içinde ufalanır.
Garip bir etik anlayışı zuhur etmiştir bu akımın yan etkisi olarak. Natasha orspusuna yatırım yapan temel için, artık natasha yenge olmuş ve dursun natasha ile ticaret yapamaz hale gelmiştir. Orospuya sahiplenme davranışı ( O.S.D.)
Biz ise şehirli olarak Anadolu hikayelerinin ürünlerini, Türkülerde, Şarkılarda ve diğer bezemelerde görüyoruz. Samanlıkta kaldıramadım samanıda züttü..
Ben sana yandım Züttüüüü....