29 Nisan 2016 Cuma

ŞEKSPİR 31 ÇEKER MİYDİ?

Tarihin müzmin şahsiyetlerinden William Alexander SHEAKSPARE, bilinen hayatının dışında ince bir detay gibi görünsede; mastürübassion yapar mıydı?

Şekspir efendi, yazdığı ölümsüz eserlerin yanında ayrıca bir özel hayata sahipti. O zamanlar artist - tiyatrocu - sanatçı takımının şimdiki gibi çok şairane bir hayatı yoktu. Yani kimin eli kimin cebinde vari bir yaşam tarzı henüz sergilenmiyordu tarihin tozlu raflarında. Ki, ben daha 1912 deki titanik seyahatinde bile kimsenin sevişme maksadı ile gemiye bindiğine inanmıyorum.

Şekspir, zaten derin ve his zengini bir alim olarak, seks ihtiyaçları konusunda çevresindeki matmazelller ile arasına mesafe koymak zorundaydı. Dünyada deha olmanın yan etkisi; ilişkilerde size konulan engeller ve gizli korkmalardır. Zaten Şekspir, eğer kendisine her ilham geldiğinde sevişecek bir yapıya sahip olsaydı, o kadar zeka, o kadar evrensellik, o kadar uhreviyat derin bir çukurda kaynayıp gidecekti. Eserleri bize değilde balıklara ulaşacaktı.

Zaten şekspir, eğer cinsel ihtiyaçlarını karşılama cihetine gitseydi, mutlaka zamanının bilge hatunları ile kontakt kurabilirdi. Yani az biraz yaşlı, çok biraz içi geçmiş. Genç ve çıtırlara yönelseydi, aradaki zeka ve yaşamışlık uçurumundan dolayı bu kitleyi çekici bulmayacağını düşünüyorum. Yani eğer yaptıysa, rahibelerle, zengin dullar ve emekli fahişelerle yapmıştır. Sanmam ama, büyük ihtimalle yapmamıştır bu durumda.

Şekspir, şayet evli bir kadınla ilişkiye girmişse, ki yapar, insandır, mutlaka çok kaçamak durumlara girmiş ve iki arada bi derede erimiştir. Sonradan bu yasak aşkın yansımaları olarak, yüz metreyi 15 saniyede koşabilme hedefini gerçekleştirmesi muhtemeldir. Aşk o zamanlar çok pahallı ve meşakkatliydi. Belkide bu ölüm korkuları şekspir efendiye bu derece uhrevi senaryolar ürettiriryordu.

Zaten şekspir efendinin teatral senaryolarına baktığımızda, iç dünyasındaki derin haykırışların, filozofisinin, yaşamla ölüm arasındaki trajikomik çelişkilerin dışavurumunu görmekteyiz. Yani şekspir varoluş ile dalga geçmiş ve ironiler tavan yapmış. Diyebiliriz ki; minik mastürbasyonların yansıması şeklinde yazılar yazmış. Eserlerinde orgazm izleri görmekteyiz.

Şekspirin bize ulaşan resimlerinde ise gözlerinde bir muzur ışık, kafasında parlak bir kel oluşumu, muzip bir gülümseme, bir o kadar da hüzün salatası görmekteyiz. Tüm bu yansımaların iletişim olarak "yaşanmamış cinselliğe" tekamül ettiğini söylemek bilimsel olur. Haliyle tüm yaşanmamışlıkların temelinde kendi kendini avutma sendromları ağır basar.

Tüm bu tarihi tespitlerim ve bilim süzgeçli çıkarımlara istinaden soruyorum:

ŞEKSPİR 31 ÇEKER MİYDİ?