25 Ekim 2009 Pazar

FAŞYONABIL İSTANBUL

Kavalli istanbula geldi. Sosteye bu organizasyona full kadro katıldı. Davetliler için su üzerine platform kuruldu. Kavalli yüzde yetmiş milano defilesindeki kreasyonlarını sergiledi, zannetti ki biz modayı geriden takip ediyoruz. Oysa bizim sosyete çok ileri bu konuda. Zaten Kavalli işini yarım günde bitirip, maç seyretmeye italyaya döndü. Sabah çırağan akşam floransa yani.

Bu defile için top model barrafalli seçildi, yani dünyaca ünlü lionard di kaprionun 2000 kalori harcadığı model. Televizyonlar bu model kızımız ile röportajlar yapmak için yarıştı. Sanırım 300 bin euro filan almıştır bir günlüğüne.

Kavalli defile öncesindeki sempatik hareketleriyle kalbimizi kazandı, Türk moda sektörü hakkında övgü dolu sözler sarfetti. Zaten kötüleme ihtimali yoktu, ama iyiki kötülemedi, zaten haburdan girenler yapacağını yapmışken.

Şimdi içimdeki şeytanı pazar gezmesine çıkarıyorum, hassas olanlar okumasın bundan sonrasını, lütfen hatta.

Kurulan platform, o platformu kuran organizasyon komitesinin anasının haznesine girsin. Anasını madırfaktığım kavallinin kreasyonları içinde kendisine rusya doğalgaz borusu girsin. Barrafelinin eline para sayanların kızkardeşlerini ben, annelerini arkadaşım cenk haftasonu otelinde all inklusif ağırlayayım. Bu defileye katılan top modelleri, sırasıyla bütün e tipi cezaevlerine götürüp, erkek mahkumlara defile yaptırayım. Bu defileye 500 lira verip önden seyreden bütün sosyeteyi, cinsiyet ayrımı yapmadan, istanbulun bütün kayıkçıları hain emellerine alet etsin. Hatta bu defileye keşke gitseydim diye içinden geçirenlerin de içlerine geçireyim. Bu olayı ekran ve sayfalarından bizlere taşıyan muhterem medyanın bütün emeği geçenlerine, elim kolum bacağım girsin.

Arada unuttuklarım varsa, hepsinin de anasını bütün nezaketimle anmak istiyorum. Analarını anıym kısaca.

Şimdi şeytanı içeri sokalım.

Seneye bekleriz.....