4 Aralık 2009 Cuma

Sana Aşık Oluyorum

Bu blog original by by me, çok analitik bir yapıya sahip. Yani her parçası birbirine uyumlu. Gören için. Amaçlı ve hedefli, vizyon sahibi. Seyir zevki olanlar için dev bir akvaryum, içinde yaşam olduğunu bilenler için mutluluk vaad ediyor.

Şimdide aşk denilen borazanın başına oturuyorum ve içindeki sırları size aktarmak istiyorum.

Aşık olmak aslında gönüllü olmanın bir yüce seviyesi. Bir kadına aşık olmayı kastediyorum ama, kadınların bir erkeğe aşık olma semptomlarıda sanırım aynı dna'nın sarmallarına benziyor.

-Bakışlarımdan anladın değil mi bir yola beraber saptığımızı. Ayrıntılarımızın önemi kalmadı. Ben senin güzelliklerine daldığım yerde kaldım. Bir şiirsellik bulutunun bizi yükseltmesi yerçekimine ters, ama nefes alışımız bu yükseklikte dahada sıklaştı. Şu an atmosferden kopmak üzereyim, ve bulutun kaptanı olarak herşeyinle bana ait olmanı hissedebiliyorum. Senden ne istersem isteyeyim, kendimin olmuş sayabilirim değil mi? Baştan evet değil mi? Senden geçmişin intikamlarını alabileceğimi hissediyorum ama değil intikam almak, senin kılın için kaynayan lav çukurlarına düşmeye bile gönüllüyüm. Bu mutluluğun geri ödemesi bizi ne kadar geriye götürürse götürsün, birlikte ödeyeceğimizin gücüne sahibiz. Kimse bize dokunamaz, dokunsada bulamazlar. Senin nefesini alıp veriyorum, ve her nefeste dahada arıyorum hissetmeyi. Lanetli bir cadı olsan bile senin kolleksiyonuna katılmaya can havliyle hazırım. Herşeyi birlikte yaşamışız gibi kazanın içi, ve fokur fokur. Ama sensizlikte üşümemi engellemiyor. Her hedefin ismi sen, aştığım her dağdan sonra doğan yeni güneşlerde beni bekliyorsun ve bu meczup halimle koşturmaya bayılıyorum. Kanım bir kez daha kaybettiği alyuvarlarıyla buluşacak, bunun için ölüm ufak bir ayrıntı, bir kıymık. Bu toplumdan kovulsam bile. Seninle dans ederken seni öpmeyi istemedim değil ama sevgide saygı saklı, benimkinde saygı kemik, kemikten duvarlarım iç içe geçmiş seni korumak için, ama sen ihanet etmezsin değil mi, bu sorularda nefesleniyorsam, güneşinde serinliği aradığımı sende kabul et. Aşk mecbur etmemektir bende, sevaptır sevap. Herşeye meydan okutan o cesur duruşunla kapımda tekbaşına olma sahnen ile amaçlarımın merkezine dahil oldun. Allahıda şahit ettik, artık önümüzde birşey duramaz değil mi?

Hatırlı Cumalar

Kendi kendini yiyen hayvan hangisidir desem, ironi yaparsınız bana ve "insan" dersiniz.

Bu cuma boş vaktim çok ama hoş değil, çeşitli merhalelere merhem süreceğiz birlikte.

Öncelik l,e, basit zekadan ve türevi olan konuşmalardan uzaklaşır hale geldim. Bilgelik, kalite, bütünlük ve felsefe arar hale geçtim. ( Buradan beni kötü niyetli olduğumla itham eden, yani onunla bedensel düşünceler beslediğimden dem vuran zeka dahil. ) Katlanamıyorum böyle hormonalliği düşüncesinin üzerine geçmişlere. Sırt dönüyorum sırt dönülme ihtimali olsada.

Sonra özne olarak daima insanı düşlüyorum, insansız uzay uçuşlarında ısrar edenlerin elektronik zekasına madeni yağ sürerek.

İnsanların duyarlı görünmek için sarfettiği çabaya hayretimden elektrik çarpmışı oynuyorum; -Ne bu abi diyerek, kendilerine dokunulduğunda kıpkırmızı kesilen hasetleri süzdüğümde.

Ulan Mustafa, sen bu dünyaya azsın bu kadar çokun yanında demek farz oluyor.

Evrensel Adam

Kendimin reklamı....

Evrensel adam nasıl olunur kursuna gitmedim, ama tanımlarımda eski alfabe ile yazılmış bir paragraf var.

Evrensel adam, büyük bir pozisyona gelemez ve hayat standartlarını yükseklerde yaşayamaz. Zira pozisyonu zaten büyüktür.

Evrensel adam, her tür insan tipi ile empatiktir. Önyargı ve iletişimsizlik diye bir problemi yoktur, kendisi kapanmadığı sürece.

Evrensel adam yıllar sonra görseniz bile gözlerinde aynı ışığı yansıtabilen adamdır. Elektrik kesintisine uğramamaz, aynen hazine odaları gibi.

Evrensel adam, günahsızdır, ama sizin günahlarınızın aynasıdır, sizi kendisine benzetmede yazısız ve kuralsız bir etkileşim içinde olduğunuz kişidir.

Evrensel adam, hint fakiri tasvirinin medeniyet kostümü giydirilmişidir. Müziği çok şeye kadir'dir.

Evrensel adam, içindeki çocuğu aç bırakır, susuz bırakır ama öldürmez, bazı edebiyat şahesteleri gibi.

Evrensel adam mir uzay istasyonuna çok benzer, içinde liman olmaya odaklı, adanmış hayatlar barındırır, zamanı farklı boyutta yaşar, sizden önce ölebilir veya sizin öldüğünüzde gençtir.

Evrensel adam, öldüğünde mezarcıyı bile ağlatabilecek adamdır.

PORT'RAIT

fAŞİST..

İşte size bir otobiyaografi. Klişe bir kişiliğin kendi içindeki tutarsızlığında, vijdani tuzaklardan kaçışının göstergesi.

Kahramanımız asıl itibariyle çeşitli ruhları bünyesinde barındıramamaktan sebep, yoksunluklarını farklı ruh hallerine bürünerek gidermeye niyetli. Tek cevabı olabilir; Sanane..

Sanane acizane bir ifade ama sarılabilinecek tek yılan.

Yetenek yoksunluğundan ötürü, yeteneğe yeltenenlerin bahçesine karbondioksit salınımı tehlike değerlerinin üzerinde. Sarıldığı tek kurşunu; kimliği.

Doğa, yeşil, özgürlük, ifade benzeri kalıpları var, kalıp ustası, kırmızı çizgilerinin içi kalıplardan görünmüyor. Duvar ustası.

Dünyayı kendine görüş gözlüğünde görme odağında bir yaşam. Bu cümle kadar tutarsızlık salınımı. 3 boyutu 2 boyuttan ibaret, ona göre 5 boyutlu bana göre 2, "herkesin banası kendine" dedi bile içinden.

Bu faşiste ne söylenebilir ki, tutarlılığa daveti, yarım ekmek arası keçiboynuzu olarak yedi bile.

Sendeki faşizm; ruh milliyetçiliği, ruh; sigara dumanı, milliyetçiliğin paydasında sadece sen.

Bu faşist benim aslında, saf sen değilsin.