13 Kasım 2009 Cuma

Mustafa MEHİR portresi - Söylem ÖYKÜCÜ

Değerli edebiyat dostları, sizlerle yeni bir açılımda bir arada olmaktan dolayı çok mutluyum, yine yeni yeniden hoşgeldiniz.

( Mevzi sağanak alkışlar )

Sizlere olan bu anlatımımda benimde aynel yakından tanıdığım, kalbii bir amatör yazardan bahşedeceğim. Müstahdem arkadaşımız birazdan size onun bazı denemelerini dağıtacak, kendisinin kendisinden bahsedildiğinden haberi yok, hiçbir zamanda olmadı. Arkadaşımızın adı Mustafa soyadı Mehir, mehir demek, kadınlar evlenirken kocaları tarafından terkedilirler veya boşanırlar durumunda kendilerine vaadedilen altın para bilezik yuro gibi şeylerin adı.

Mustafa bu yazma işine aslında gündem yazarı olmak amaçlı başlamış, kendisinin çevirgen bir ruhu, muhafazakar bir yapısı, dini bütünlüğü var, ve psikoloji yeteneği çok fazla. Ama yazılarında ortak bir anafikir, saplantı ve tarz yok, araya mizah katarak ve gerçek ile hayalin harmanında "dokunduran" yazıları var. Hatta kendi değimiyle, bir ara denemelerini kategorilendirmeye çalışmış, ama işin içinden çıkamamış, aşk-ilişkiler-toplum-eleştiri-tespit-kehanet-ihanet, neredeyse her yazı ki yaklaşık 300 adet, 300 farklı kategoriye bölünmüş. Hatta bu yazılar bile kendi içinde bölünmek üzere iken bu sınıflama işini bırakmış.

( ilgisi devam edenlerde gülümseme tepkisi )

Mustafanın belli bir amacı var aslında, günümüz toplum yapısındaki kaosları ve açılımları sınıflayabilmek, yine kendi değimiyle, boşta gezen ruhlara olta atmak. Hiçbir oluşuma girmeden sadece takdir ve ya tepki, ilgilenilmek ve ilgilenmek.

Bu üretken yapı içinde toplum dinamiği nereye koşarsa, Mustafa o tarafa atak yapıyor ve toplum dinamiğinin önüne geçerek, onu dizginlemeyi başarabiliyor.

Mustafa aynı zamanda fizik kuralları ile toplum dinamiğinin birbirine karşı eşgüdüm içerisinde olduklarını iddia ediyor. Ben burada neyi kastettiğini anlayamadım, o yüzden açamayacağım. Sanırım hızlı giden atın çiftesi pek olur diye bir örnek verebilirim.

( izleyicilerden bir kısmı espriye bir kısmı Söyleme güldüler. )

Şimdi bu farklı kişiyi, anlaşılmaz ve zor insanı, eğer fotokopileri çekildi ise sizlere dağıtıyorum, ve anlayan varsa geri, anlamayanlar beri gelsin diyerek konuşmamı kapatıyorum,

Bir daha ki anlatımımda "avanak avni" tiplemesini sizlere portreleyeceğim.

Edebi kalın.

( Alkış ve sorui şaretleri............ )

SEVİŞMEDEN SORUMLU DEVLET BAKANLIĞI

Özal'ı rahmet ilen yaadedelim. Bu bakanlıkların kimyasını değiştiren adam Özal'dır.

Ülkede bu konuda bir bakanlık yok, bu konuya haasleten "kadın ve aileden sorumlu devlet bakanlığı" bakıyor.

Böyle bir bakanlık kurulsa ve profesyoneller ile donatılsa, bakın hangi meseler hal yoluna girer.

- Genelevlerin kalitesi yükselir, eski itibarı yerine gelir, işsizlik sektörü yüzde 1.5 küçülür.

- Haydar dümen gazetesinde sevişme sorunları olan muzdarip insanlar, dalga geçilme kaderinden kurtulur, ve daha çerçeveli bir profil olarak incelenir.

- Yabancı kuyruklu hayat kadınlarından vergi alınır, ki tahminimce bu vergi yıllık en az 1 milyar dolar,

Ayrıntı: 100 bin hayat kadını günde 1 den yılda 36500000 fuhuş, kadından 20 pezevenkten 20 lira alınırsa.

- Televizyondaki evlilik programlarından kurtuluruz.

- İnternetteki pezevenk sitelerinden kurtuluruz

- Fuhuş meslek yüksek okulları açılır, ve özel üniversitelerden bir kaçı kapanır.

- Temiz devlet Temiz Fuhuş şeklinde ülkemiz dışa bağımlı politikalardan kurtulur ve uzakdoğunun esrarkeş bakirelerine giden paranın önemli bir kısmı bizim kekik kolulu anadolu güzellerine gider.

- Derenin taşmasını önleyemiyorsan, bari elektrik üret yada tarlayı sula denilen madde beşinci beş yıllık kalkınma planına irat kaydedilir.

ESKİ ÇOK MU REZİL, YENİ ÇOK MU MÜKEMMEL

Gosip güörl, ve diğer sevişme çekirdekli amerikan dizilerine ve yarattığı cazibe dalgasına taktım bu aralar. Bunlardan biri yani atom çekirdeği ise seks andı sity isimli dizidir.

Bu dizileri aslında eleştirmekle birlikte, bir oluşumun üstyapısını oluşturdukları gerçeği ile ciddiye alarak değerlendirmek istiyorum.

Kızlara bakın, hiçbiri normal değil, ya çok güzel, çok güzel olmayanlar ise mükemmel. Erkeklere bakın, ya çok yakışıklı, yada değilse çok karizmatik ve karakterli. Yani normal ve normalin altı bir şahsiyet göremezsiniz, örnek benim gibin.

Eee, buzdağı izleyicileri olarak, herşey normal gözüküyor değil mi? Boş vakit eşittir hoş vakit değil mi?

Ah şu mustafanın gözü kör olsun a dostlar, dinlemeye vaktiniz var ise:

1- BİLİNÇ ALTI SEKS PROPAGANDASI İLE SİZ BOŞ VAKİTÇİLERİN EN BÜYÜK EĞLENCESİNİ SEKS YAPTILAR, EVET SİZİN, İRADENİZİ BEDENİNİZDEN AYIKLADILAR.

2- DİZİ KARAKTERLERİ AYRIM GÖZETMEKSİZİN BİRER TEKNOLOJİ KULLANICISI, TEKNOLOJİ USTASI, VE TEKNOLOJİ İLE SOSYAL STATÜLERİ BELİRLENEN BİRER HERO.

3- HAYATLARININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU RESTORAN KAFE VE EĞLENCE YERLERİNDE GEÇEN DİZİ OYUNCULARINDAN TEK FARKIMIZ, BİZİM MEKANLARDA KAMERA VE ÇEKİM OLMAMASI. AMA SALAK GİBİ YANİ SALKIM SAÇAK BU YERLERDEYİZ.

4- HERŞEYİ MUSTAFADAN BEKLEMEYİN, Bİ DELİKANLI DA KENDİ GÖZLEMİNİ YAPSIN BU KONULARDA, KALDIYSA ŞAYET.

EROTİK TÜRK SİNEMASI

1984 senesiydi sanırım. 13 yaşımda bir sürgün iken. Sabahtan varmıştık kurtköydeki akrabalarım yanına. Voltran çizgifilmini seyrettiğimi hatırlıyorum. Öğleden sonra ise köydeki fırlama çocuklar ile birlikte, kartal minibüs yolunda bir sinemaya gitmeye karar verdik.

Karete filmi, vang yu, tek kollu kahraman gibisinden. Ama bu sinemanın bir özelliği vardı, arada kayda giren, parça denilen erotik filmler. Yerlisi yabancısı ile. Şimdi benim seyrettiğim filmin konusunu biraz irdeleyeceğim.

Ali PINAR, baş karakter, yeni evli, balayına gidiyorlar, zengin A+ kategorisi, çünkü arabası Buicque, türkçesi Bıyık, kim koydu ise. Karısı ( filmdeki karısı ) o günlerin afro kıvırcık modası ile şaheste bir hatun. Balayına gittikleri tesis ise çok enteresan ama bir benzinci arkası oteli.

Odalarına çıktıkları andan itibaren, hafif batı müziği eşiliğinde emekçi seks görüntüleri.

Birde aynı otele gelen bir diğer yeni evli çift. Önce sizli bizli konuşmalar, bu seferki yeni gelin, simsiyah saçlı zeytin gözlü bir aşufte, kocasını hatırlamıyorum, demekki dikkat etmemişim.

Yemekte birbirlerine iltifatlar, beğenmeler ve bakışmalar. Sonra düşünceler, ve senaryo gereği çapraz yatak sahnesi, yani kime niyet kime kısmet hesabı Ali pınar X zeytin göz - diğer koca X afro kıvırcık.

Sonra birbirlerine yapılan itiraf ve bende yaptım, öyleyse ödeştik tarzı bir geri sevişme, ve herkes yoluna.

Biz sinema severlerin yolu ise Kartal - Pendik.

Dehlül Kime Çaktı

Bu diziler bizden değil, bizi teşhirden uzak, yarı brezilya, yarı filipinler.

Ben de bu dna sarmalı kıçı başına denk dizilerden "behlül" olanına bir paragraf ile katkıda bulunayım dedim.

Adnan bey kısa süren hetoro seksüellik döneminden çıkışta Dehlüle rastlar. Dehlül tenisten çıkmış, duşa girecek, kıçını ve tenisini hafif örten bir havlu. Adnan bey, Dehlülü kendine çeker ve dudaklarına yapışır. Ben senin amcan değil, babanın homo arkadaşıyım, birgün eyfelde mazoseks yaparken baban düştü ibneyimki der. O sırada Pifter, evin alt odalarından birinde, evin küçük çocuğu, kahya ve matmazel ile toplu seksten çıkmıştır, teni beyazlamış halde. Hatta kahya odadan çıkar, Piftere bi tokat atıp ağzını kanatır ve emmeceli öpme yaparak odaya çeker, matmazel ise öğrencisine kendisini tımarlatmaktadır, gögüslerinden kanlar şıpr şıpr yere damlar, zevk iniltileri sabah ulumalarına kadar devam eder.

Evin küçük kızı ise, köşkün penceresinden içeri çektiği evli erkeklere, çeşitli bölgelerini yalattırmaktadır, en sevdiği yalambaç şekilleri ise, kedi süt yalaması, köpek yavrusu yalaması, eşşek eşeğinkini yalaması şekilleridir.

Pifterin müptezel annesi eskimeyen kadın Sebahat ise özel odasında konken arkadaşlarıyla, vücüduna dart saplattırıp, 5 adet zencinin ağlayana kadar kendilerine tecavüz etmesi karşılığında hoş vakit geçirmektedir.

Evin bal yüzlü hizmetçisi ise, ten renginden sebepli bir çekim gücü ile, Adnan BEY'in yeni aldığı yarış atı Favalli beygiri ile aralıksız 32 saat'tir süren bir cinsel maraton içindedir. Bahçeşehir ünüversitesinin tiki öğrencileri arasında yapılan bir anket ile, bu dizinin seks yaşamı en normal bulunan kişisi hizmetçi seçilir, ödül verilmeye ahıra gidilir.


BEN Mİ TERBİYESİZİM, YOKSA SİZ BU AHLAK EROZYONUNA KARŞI BİR AĞAÇ DİKMEDİĞİNİZ İÇİN ÇOK MÜKEMMELSİNİZ?