Şimdi biraz edebiyattan ve yansımalarından uzaklaşıp, uzaklaşabilirsem, birazda okurlar ile söyleşme-dertleşme zamanı.
En başından beri kendim merkezli olaylardan yola çıkarak, ideal düşünceyi zihinlere üflüyorum, zihni ari olanlar ve yaşadıkları olayların tercümesini yapabilenlerin gözünde iyi bir eşleşmem var. Aslında hitlerin insan soykırımı ile yapmaya çalıştığı kavga ile benim yazılımların ortak bir iskeleti var. Ari düşünceyi ortaya çıkartmak. Ben olayların öznesine kendimi koymayı değil, olayların anafikrinin benim düşüncelerime konmasını bekleyen sabırlı bir dervişim. Geçmişimde sabır yoluyla hep haklı ve kazançlı çıktım. Kötüyü baştan ayıkladım ve bünyeme mikrop sızmasını önlemeyi başardım. Çevremde menfaat grupları göremezsiniz, siyaset çemberi beni içermez, al gülüm ver gülümden uzak bir kişilik ortaya koyarak yörüngemde döndüm. Bunları; beni tanıyan yada tanımayan herkes kulağında küpe olarak taşır. Gramım altın dakikam elmas hatalarım süs, nefesim gül, ve geleceğim beyaz bir sayfadır. Yaptığım işlerde emeği geçen herkes bu katılımdan kendine düşeni almıştır, kollektif ruhumun boyutunu genişletmeyi düşünüyorum. Zira ferdiyetçiliğe karşıyım, savaşa ve gurura'da. Ama özümde savaşçı ve gururluyum, nerede derseniz yapay gurur ve savaşların arasında.
Söylem teyze, ve nüzeyyen dahil, benim konularım olarak kendileride epey kazançlı çıktılar. Kazançlarını, ki tedavimde ölmediler, ahirette çiçek olarak toplayacaklar.
Elbette yüzlerimiz geleceğe dönüyor, ve çeşitli hesaplanlarla bakışımızı oturtuyoruz. Hesap edilebilir ve edilemezler aslında bu planların en temel bileşenleri. Ben daha çok hesap edilemeyenler hakkında yazılar yazdığım için en çok linç'e uğrayan kamil oldum, hesap edilebilirler tarafından. Bunu bile hesap etmiştim. Beklediğim tepkiler bahçeme çiçek oldu.
Yazılarımda tat duygusunu içlere bazende dışlara sakladım, aslında tat diye sakarin yutturanlardan olmak ta vardı ama en iyi bulmacalar çözülmesi zor olanlardır. Benim cümlelerim devriktir, benim son sözüm başta yeralır, benim le takılmak bana katılmaktır, sonunda herkez hakettiğini alır, yada hakettiğiyle kalır.
Doğanın yeniden yeşermesinde bazen en çok misyon yabanarılarına düşer. Hem polenleri yayarlar, hemde zararlıları ayıklarlar. Kendileri için bal yapan arılar aslında misyon olarak yabanarılarından daha düşük profillerdir ama biz yediğimize bakarız.
Yavaş yavaş yazı yazma iştahımı kaybediyorum, ısırıklarım ve zehrim ile yararsız organizmaları yoldan temizledim, beyninizde düşündüğüm kadar temizlik yaydım, bence artık bu yazıyı okuyanlar kokmuyor, çünkü sizi temizlerken güçlü kimyasal zehirler değil, özümdeki zehir ile dezenfekteyi seçtim. Artık kirlenmek elinizde. Zira mevsim kışa gidiyor, bende kovanımda size yeni ve hayırlı zehirler üreteceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder