Alırım tatlı kızımı eserim Emirgana, tozarım elif gibi.
Ramazanın susuzluğunda Emirganın nemi çeker lisanı halimi. Boğazın suyu ve balıklarıyla yürürüm koru içlerine. Yaz tatilini Emirgan Resort'ta geçiren esmer çocuklar da patırtısı olur gezilerimin. Arabalar yayalara yol verecek kadar esinli, ve insanları yaşam balosunun etkisiz ama güleryüzlü figüranlarıdır bu tatlı sahilin.
Korunun sincapları inerek ağaçlardan, dur yolcu yaparlar o muhteşem ötesi irilikleriyle. Sırıtarak korkmuş gibi yaparım. Sincaplar kardeşim.
Belediye Emirgana özenir daima, aman fazla sermaye olmasın koru içinde, yeter bu çiçekli yatırım, vermeyelim Emirgan kızımızı sermaye oğlumuza.
Eski filmlerin mekanı havuza çıkarım mekke adımlarıyla. Fıskiye ve kaz sürüsü camdan bakmaktadır, varsa verecek birşey, atarım havuzuna ev sahiplerinin. Keyifleri varsa yerler, yoksa bile sonra yerler.
Çocuk ve bebek sürüleri ortamın çalgıcıları, kuş seslerine katarlar neşeleri, oturup seyretmek farz olur yorgun baldırlara. Türlü türlü çiçek ise bayramı çağrıştırır olanca reng ve ahengi ilen.
Sevgililere bakarım ve anlarım, evlilik yakın, zira Emirgandır son kontrol noktası aşkların.
Kargalar oldukça pürtelaş, çöplenirler. İnsanlara mesafeli ve tedbirli, zannedersin ki, doğanın avukatları olduklarını, ve bizim doğayı bize savunduklarını.
Eski filmler sokağına uğrar ve İstanbul Hacısı olurum bir deyişle, İstanbul sevdalısından içerü....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder