22 Mayıs 2016 Pazar

SERMAYE YAPISINI GÖSTERİR BELGE

Belki dardayız maddeten, aslında dapdarız manen.

Varlıklarla sorguluyoruz birbirimizi, neden?

Belki hiçbir varlığa sahip olamamaktan, belki varlık olamamaktan.

İsimde cisim arayanlarımız var aramızda ama aslında gözyaşları sicim,

Sicim kadar ince hassas karanlık ruhlarımız, dabbeten.

Rabbeten,

Ve karanlığa yürüyoruz, darbelerle dolu yolda inceden.

Bir sessiz ses yönetir karanlığı inceden inceden.

Katı gözlerle bakıyoruz karanlık kuyuya,

Bazen karanlığa bile şükrediyoruz, henüz inmeden.

Ama karanlık varya; ruhları cezbeden,

Günahları sallayan, acıları titreten,

Ömrümüzü daha yaşanmadan hiçleten

Ömrümüzün sonu çağırıyor bizi karanlıklar içinden

Yaradanın katına ulaşmak için umman boyu yola "yol" demiyoruz ya,

İşte bu acı gerçek merakımı gaspeden.

Kuyuya inen çıkamıyor, bir arpa boyu dönüş yok,

Birde geriye yaslanıp soluklanamamak varya,

İşte bu sınır bizi karanlığa gömen.

İt uyanıyor, bit uyanıyor, yaşam devam ediyor ya yaprağında yeşilin,

Benim oynamadığım filmler vizyona giriyor ya

İşte bu gerçek beni titreten.

Gayya kuyusunda uçurumlarda yarımşar saatten bir kaç mola verdiğimizde,

Mutluluğun tadı buysa karanlığı bölen,

Çarpan, eksilten, geciktiren,

Ve aşksa bu sarmalın etiketlenmiş hali,

Düşüşün sonu nice dostlar, işte beni düşündüren.

Akşamın doğmamış bebeğinin yüzünü güldüren,

Eve giden otobüste beni eğlendiren,

Eve vardığımda düşünsün eve varmış mustafa,

Ben başka biriyim şuan dipsiz düşüşte düşen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder