"Doğdum okudum çalıştım evlendim ebeveyn oldum müdür oldum yastık altı yaptım gizli aşklar yaşadım eğlendim, artık Anadolunun çayırına yaslanma zamanıdır diyenlere,,,,
Her neyse şikayetin kentten medeniyetten
Bıktın artık taksitten, sıkışık trafikten
Şu köyümün yağmurudur beni kurtaracak harc-u merçten
Demekki dokuz canın var, vereceksin birini yekten
Oysa o değilmi ki; köyden kente göç etmiş
Bir hırs var içinde; taşı toprağı ziynetmiş
Gelir gelmez köyünü serdi senin tarlana
Kalabalığı gördükçe içindeki ateş harlana
Önce yerine çöktü huzursuz etti milleti
Önceleri gecekondu, şimdi villa sahibi
Acıyordun merkebe, veriyordun zekatı
Zekatlar birikince yiyiyorsun tokatı
Önceleri mütevazı, saksısında bir bitki
Ebenin çayırına köylü bayrağı dikti
Şimdi medeniyetten kaçma vakti diyorsun
Emekli olmak için günleri sayıyorsun
Köyde bulacağını san bir bostan dolu huzur
Köyde huzur olsaydı kaçar mı kırsal gavur.
Şimdi seni bekliyor dedikodular gırla
Nasıl milletin efendisi bir bostan ve ahırla
İnsanlık mı arıyorsun, köyde nah nah bulursun
Köyde huzur ararken kuru kazığa oturursun
Tavuğun bahçeme sıçtı, kestim onu bıçakla
Tavuğa terbiye ver bebek gibi kucakla
İneğin yıktı geçti tarlamızın çitini
Köpeğin sallanınca yola döktü bitini
Tarlanın sınırını yapma bizim bostana
Terbiye vermemişsin kız olacak yosmana
Kaçtın geldin şehirden ne istedin köyümden
Şehirden geldin beri, huzur kaçtı evimden.
Bir de namussuzlar ki, imam muhtar tam sapık
Geri kalanı ayyaş, tüm karılar münafık.
Şehir rezil olsada, bizim naçiz yerimiz
Şimdi köyde olsaydık nasır tutar gerimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder