Biliyor musunuz, benim bir abim var, hiç dünyaya gelmemiş, benden önce ölmüş, yani benden büyük ama küçücük iken ölmüş.
Benimkiler ona küçük bahçemizin ucunda üstünde akasya bitkisi olan bir mezarcık yapmışlar, her kapıdan çıktığımda karşıma gelen. Ölümü unutma ve unutturmayan.
Belediye zaten eski evimizin olduğu yeri "çevreye zarar veriyor" diye yıkmış. İnsanların hırslarını gömemezsiniz ki..
İşte o abim küçücük elleri, yumuşacık yüreği ve ilerideki görüşmemiz ile ilgili mektup yazmış. İnsanların yaşarken birbiriyle kapıları kapalı ve duvar iken, o başka alemlerden bana mektup yazmış.
Diyor ki,,
Sevgili kardeşim, benim yerime benim kontenjanımdan yaşayan hiç göremediğim küçüğüm.
Hiç bir zaman kalıplarını zorlayıp başka bir hırs ile yaşam duvarlarına tırman ma oldu mu? Benim en büyük eğlencem burada seni seyretmek, annem ve babamla yorumlar yapmak. Bizi neşelendirmek hoşuna giderdi senin burada olsaydın.
Sevgili küçüğüm, ara sıra hasarlandığını görerek üzülüyoruz, belkide senin üzüntülerin, bizin üzülme şansına sahip olamadıklarımızın toplamı. Ama sen seni üzenlere karşı o kadar hoşgörülü ve tedbirsizsin ki, sanırım başına gelenlerde seninde payın var. Bak işte birileri seni düşürmek için, birileri seni yaralamak için, birileri seni küçültmek için sinsi ve gizli işler yapıyorlar, ve hiç vazgeçeceğe benzemiyorlar. Belkide seni bizlere kavuşturmak gibi bilmediğimiz niyetleri yada görevleri olabilir.
Burası çok kötü bir yer değil, hiçbirinizin korktuğu gibi de değil aslında, ama buraya kötülüklerin arasından geçerek ve kötü olmadan gelinebilir ancak. Senin yerin bizim yanımız değil ama bizim tek yerimiz senin yanın güzel kardeşim.
Bütün mehirler birgün cennet bahçelerinden birinde çok keyifli bir piknik yaparız ve umarım hiçbir eksiğimiz olmaz.
Bizi özlediysen, kendinde gör ve kendini sev, ayna arkasından veya belirsiz bir yerden seni sevdiğimizi bil.
Cennetlik abin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder