21 Mayıs 2016 Cumartesi

World Cup ( Türk milli takımının afrikada düzenlenen dünya kupasına katılamaması ile ilgili güzelleme )

Bütün Dünya toplanmış Afrika'da bir kumsal ateşinin başına, kara kıtanın kaderinde bu yaz karanlık yok. Pekii, Türk Milli Takımı nerede?

***

Selena duştan çıktı, bodrumdaki taş ev, -adeta behlüle nispet yaparcasına- en uzak, en kayalık, en gizemli doğanın kucağında bir aşk mabedi. Selena ipek bornoza sarıldı, 3x4 saten yatağın deseni mini ceza sahası şeklinde. Arda, henüz 5 dk. önceki sevişmenin hatırına, gözleri faltaşı gibi açık selena'ya baktı. Sabahtan beri yerleştiği gol krallığı tahtında keyif çatıyor ve jitan sigarasını tüttürüyordu. Vodka enerjisine buz atarak, sevgilisini yanına çekti, selena jitandan bir duman çekti, ne güzeldi milli takıma malzeme olmak diye düşündü. Afrikaya katılsaydı milli takım, Selena afrikada diye bir çocuk filmi çekeceklerdi, ama olsun, selena bodrumda filmini çekiyorlar, arda salonu kapatmış, biz bunları yazarken gol sayısı altı oldu bile.

Milli top tutucumuz Volkan, şerton voyıjır rezortun 800 m2 balayı odasının 45 m2 balkonundan sonsuz akdenize baktı. Geçen giden gemilere göz süzünce, kaçan şampiyonluk aklına geliyordu. Balkon klimasını açtı ve havana purosunu tüttürmeye başladı. İçeriden bir ses geldi, -Volkiiiiii, hayatım, bu akşam ne yapacağız?

Seslenen kişi belçika güzeliydi, volki başını 60 derece geriye döndürdü, ve ne görsün, sevgilisi bursa forması giymişti, sabahtan beri giydiği, beşiktaş, galatasaray, trabzon formalarından sonra giydiği bursa forması Volkanın bütün enerjisini toplamasına yardım etti, hafif bir kovalamacadan sonra, tam 4x4 yatağın üzerine ani bir refleks ile kızı yakaladı. Kız göğüslerinin arasından sarı kartı çıkardı ve volkana gösterdi,

cezalısın hayatımm, bu gece otelden dışarı çıkış yok! Nede olsa sezon kampına daha 25 gün vardı ve Volkan bu cezanın tadını çıkarmaya başladı. Zaten erovizyonda belçika Türkiyeyi temsil eden Manda grubuna puan vermemişti. Milli görev akşam 24 e kadar sürdü.

Saat sabahın dördü, ve karayiblerin cennet koylarından birisinde, bir apart, versailles sarayı konseptine sahip, çatı pentahousunda bihter ve toraman, gecenin ganimetini paylaşıyorlar. Aşkı memnu çekimi yeni biten Bihter, ve yeni sezon için moral pompalayan toraman. Toraman bihter, bihter toraman...

Hayatım dedi toraman, marihuanasından bir fırt çekti ve: Behlül mü Toraman mı diye sorsam ne dersin?

Beren her zamanki muzipliği ile, o sevimli fındık suratında gülümseme ile cevap verdi.

Hayatım, bana behlül dersen, adnan derim, beşir derim, matmazel derim, hilmi önal derim,

Ama yanıma gelirsen fuleli adımlarla, seni hammm! diye yerim.

Egzotik orman kuşları açık kalmış pencereden Toramanın yaptığı 9 kusursuz hareketi seyre daldılar.

( elbette "baş" kahramanı unutmadım. )


Emperetore, importante, galyani, mitto belle, arrriva arriva, sinyor teriimmmmm.

Fatih hoca, bir yandan italyancasını daha ilerilere taşırken, biryandandan da newyorktaki rezidansın ultra banyosunda, yeni güne hazırlık yapıyor, traşını oluyor, vücud losyonunu serpiyor, kıç kaslarına sertleştirici uyguluyordu. Yaklaşık 3 saat boyunca milli mücadele yaptığı Bronx'lu zenci fahişe Anabella, yataktan kalkamıyordu, uyluk kemikleri dahil her yeri sızlıyordu, çünkü hayatında bu kadar küçük ama etkili, bu kadar yaşlı ama seri, bu kadar kaba ve karizmatik bir müşterisi olmamıştı. Ama halen daha seslenebilecek az bir gücü kalmıştı:

hODJA, FATIH hodja, adanalimmm, come on hodjammm, kam en fuck the tenth time, oh yea, its freee, goal is the fatih, fatih is the GOAL.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder