28 Şubat 2022 Pazartesi
Figüranlık Notları
Ne hikayeler ne hikayeler.. Adeta bir belgesel çekmek için ıssız amazonlara gitmiş gibi hissediyorum. En başa insan hikayelerini koymak gerekir. Kendini star adayı olarak hayal eden amatör ordusunu gözlemliyorum. Hani bir kamera görünce ekrana çıkmak için gayret eden heyecanlı tipler var ya. Daha ilk günden kendini keşfedilme adayı görmek yüce Türk milletine mahsus bir özellik. Setteki nüfusun üçte biri Türkiyeye sonradan gelen insanlar. Moğol afgan ıraklı iranlı suriyeli türkistanlı azeriler en başı çekiyor. Sabah poğaça öğlen ve akşam yemeği onlara nimet ötesi. Tabi en çalışkan insanlar bunlar. Bir de ilk defa gelip bir daha asla diyenler var. Şartlar bana göre orta, onlara göre çok ağır. Misafir olarak bulduklarını yiyorlar, umduklarını asla. Burayı ben en çok askerlik günlerime benzetiyorum. Tarihimin bir fotokopisi bana göre. Dizi oyuncularının hayatı ise 6 gün çekim çekim, tekrar, tekrar, ezber. Yani aynısının aynısı sadece. En önemli farkları aldıkları ücret. Yani uzun çekimli diyaloglu ve paralı figüranlar onlar. Bende sıfır heyecan ve ilgi onlara karşı. Ekran ve göz farklı. Ve en önemli hissiyatlarımdan biri macera tatmini. Kıyafet giyip, kılıç kalkan kale at oba ok oyunları oynuyorum. Ben değilsiniz, siz yapamazsınız elbette. Figüran mustafaya ister gülün ister ağlayın ister üzülün ister şaşırın. Bütün oyunların anafikri de bu değil mi zaten?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder