Hayatı, kozmolojisini, uhreviyatı, sosyaliteyi kişisel mahkememizde sorgulayıp duruyoruz. Bunların altına bazı kilimler seriyoruz.
Neden?
İnsanda mevcut ilahi nefesin yansımalarını taşıdığımız için. Bende bu pazarda bir tezgah açtım, yeri göğü yakan adam rumuzlu bir "çarşafçı" olarak. Yada bohçacı.
İsteyen benim çarşaflarımı dolabının altına sersin, isteyen benim kilimlerimi sosyetik müzayedelerde nadide bir parça olarak sergilesin, isteyen kendi en değerli varlıklarını sarsın yaygılarımla, demekki;
mustafanın bloğu insanlığın ortak bir değeri.
Söylem teyze, Nüzeyyen, ve yaklaşık isimsiz takılan 10 kişi ise en major müşterilerim. Sizin için herşey kredi kartına sonsuz taksit, üstelik tefe farkı yok!
Başlığa gelirsek;
İşte size numuneler.
Cehennem denilen mekan acaba fiziki olarak dünyanın merkezinde olabilir mi? Lojistik açıdan. Tanrının lojistiği. Sıcak mı sıcak, gizemli mi gizemli.
Berzah aleminde Allahı, varlığını, birliğini tanıyacağımıza söz vererek, dünyaya geliş izni aldıysak, cehennem bir nevi sözümüzü tutmamanın cezası olarak sadeleştirilebilir mi? ( kavrama bakarmısınız, Cehennemi sadeleştirmek. )
Kadınları devamlı erkekleri eleştirmeleri, cinsel cazibe ile onları çekim etkisine almaları, yani kadınların bütün dünyasını erkekler üzerine kurmaları, acaba sonsuz yaşam döngüsünün devamını sağlayan motor işlevi görür mü?
Hayır söylem teyze hayır; anladığın gibi değil, kadınlara motor demedim!
Aklıma geldikçe devam :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder