Hayat edebiyatla hoş geçti ama durdum ve ilk minübüse atladım, son kalan boşluğa, filledim blanksı.
Geçmişimi gezdiğim edebiyat; ruhumu hem eksi buzda hem hijyende tuttu, ama toplumsal ödevler kabusa dönüştüğü için "iş" buldum. Şu normal insanların, normal şeyler yaparak dedikodusunu yaptıkları şey. Bokun sarıldığı paçavra. Size paçavra ödedikleri.
Her zamanki gibi bir adamın pazar payını yükselteceğim, ona insanlar kazandıracağım, çalışanları motive eden gizli mıknatıs olacağım. Birkaç hatun bana vermek üzerine düşünecekler, aynı onlar, beni ilk gördüklerinde çok çirkin ve itici bulduklarını, esprimlerimden gıcık kaptıklarını itiraf edecekler, ve aslında bunların yüzük takmadığımdan kaynaklandığını bilmeyecekler. Sonra kendilerini teselli edecek beden veya aletlere yönelecekler. Klasik.
Sonra bu adam beni çağırıp, pahallı olduğumu söyleyecek, tanzimatımı ödeyecek, veya sittiği bir bayanın dolduruşuna veya dedikodusuna inanıp, beni işten atacaklar. Paramı aldıktan sonraki ilk işim olan adamın bir koridoruna sessizce osuracağım, bu benim özel lanetim. O işyerini iflas ettirmeden dağılmaz, güçlü formul sayesinde.
Halbuki salak; beni gemisinde barındırsa, bu namaz ne işe yarar kasvetine düşmese, şirketi ve kendi, bir ilahi adamı, bir gelecek okuyanını, bir örümcek hisliyi, bir zirve yapışkanını barındırsa, kendini enaz on ile çarpacağını bilse. Ama her zevkini hiçbişeye değişmeyenler gibi, bir gecelik verecek gizli fahişeye kanmak yerine, kısık sesli sesi dinlese, hem günahkar olmayacak, hem uzaya yol alacak benimle. Neyse, sıkıntılı konu bu.
İşte bu döngüye girdim. Vicdanımı paralayan tornistanı yaparak. Akşam işten eve gelip, kim kimi sitiyorları seyredeceğim.
Zor bu ömrü limana ulaştırmak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder