Fuarın VIP günü Cenevrede. Etrafımda devlet başkanları CEO'lar, CEO'msular uçuşup duruyor. Zenci korumalar kalabalığı yarmaktan bitap, kamera ve deklanşörlerin ışığı ise adama nöbet geçirtir derecede. Suikast, cinayet, bıçaklama, arbede, taciz ve benzeri bütün aktiviteler için ortam çok uygun. Ben ise markamızın standında, 24 kamera altında, 40 derece yada 76 fahrenaytta, enerjimi ısı enerjisiyle şarj yapıyorum. Sakinlik özlemi ve damakyaran bir susuzluk içindeyim.
Ceyla'nın baledansını izlemeye diğer fuaye'ye geçtim. Ceyla'nın işinin sadece profesyonel dans olmadığını bilen tek sırdaşı benim. Bu dahi kızlardan biriyle 2 yıl öncesinde, Türkiyede, çoook güzel Çek Helena ile tanışmıştım. Rahmi Koç ve Kürşat Tüzmen'in açılışını müteaakip. Helena öyle güzel bir afeti evrandı, onunla fuarda yabancı dil bilen tek fuarmen olarak 2 saat boyunca kalabalıklar arasındaki yalnızlıkta sohbet ettim. Desk arkasında yanıma geldi, otel servisini kaçırmıştı, ve bende onu Yeşilköy sahilinde, bir şalbattaniyesine sarıp, omuzuma yaslayıp, onun uykusunu seyretme şan'ına eriştim. Ülkesinde kabineye girebilecek bir kariyer'e sahip kız, Yeşilköye inen kalkan uçakların ninnisinde elimde uyuyordu. Emanetti. Sanırım uykusu çok huzurluydu, bebekler gibi uykusunda muzur gülüşmeler yapıyordu. Güneşin doğuşunu bile o gülüşlere tercih edemedim. Cebimdeki son beş lirayla onu bir taksi yardımıyla kaldıkları otele, teslim ettiğimi de gündönümü kadar net hatırlıyorum. Sonrada Sirkeci Trenine kaynak yaparak bindiğimi...
Ceyla'nın dansı yeni bitti, içeri hızlı adımlarla katlederken gizlice "farkettim seni" vücutdilini yaparak desklerde kayboldu. Mekanıma yürümeye başladım. Karşıdan gelen beyazlar içindeki bir çirkin ördeğe odaklandım. Şu gos vispırır dizisindeki akıllı, hırslı, kadınlık ikonu kadına ne kadar benziyor 20 metreden. 1o metre, 5 metre. Evet O! Jennifer Love-Hewitt denilen, en anaç seksi, kısa, dolgun, iğreti bacaklı ama fışkın göğüslü cennet anası,
Hı jeni,
Koca bebekli gözler yorgun ama sevgiyi odaklayıp sunmayıda gayet iyi biliyorlar.
Helo diyır, dı yu now werisdı gm factory, or which hall?
Allahım, ölürmüsün, sonsuzlaşırmısın. J.L.HEWİTT. bana adres sordu. Melekler, kaydedebildiniz mi?
Yes mam, falo mi, iş budur abii. Jeni Hewitt, falows mi.....2009 mart. nokta..
Sıkıntılı fuar benim için bir gizli bahar bahçesi olarak dönüştü. Jeninin zarif parmaklarını tutuyorum, onu ışığa götürür gibi. Yürüyüşü mankenler gibi, beyaz kostumü bir kuğu, taşkın duyguları eşliğinde. Sanırım içimdeki saf sevginin billur enerjisi ellerimizden birbirimize akmakta. Karşıdan gelen insanlar ise Jeninin ışığında hayallerine bakıyorlar. Sonsuz bir özleme kapılıyorlar, aşık olup yıldızlara bakmak hayretiyle, umuduyla, hasletleriyle, nakış nakış...
Diyaloğumuz, haliyle Türkçeleşerek,
J. İsmin var mı?
M. Masti, ( Mustafa diyemedim )
J. Memleket?
M. Türkiye.
J. Benim diziyi izliyor sen ?
M. Şu küçük kızın ailesi kaza yaptıda, yüzü yanmış çocuk hayaleti küçük kızı rahatsız ediyor, en son onu yayınladılar.
J. iki günde çektik, o kız benim kuzen, ohaiyo koleji artist mektebine gidiyor, yakında daha çok görünecek.
M.Senin zekan ve hırsının bitiğiyim, hani fan diyorsunuzya onun devletbaşkanı seviyesi.
J. Yalnız mısın Masti?
M. Kalabalıklar arasında,
J. Gülümsedi, dişleri gerçek sütbeyazı, kahkahası doğal, yorgunluğunu silmiş.
J. Neler yaparsın?
M. Evrensel kadınları yakından tanımak için yanar tutuşurum. İzin verirse onlara dokunurum, ve hayatım boyunca bu anı yaşayarak geçiririm.
J. Öyleyse 303 ritz Carlton, GM adına oda, kapıda speşıl gest 303 de, saat 10 olurmu?
O andan itibaren Mustafa saat 10 olması için zamanın ateşini körükleyen adam. Ayrıntılar çöpe.
Saat 10, kapıdayım, parolam ile kapıyı çalıyorum. O açıyor, Miss Jenifer - Love HEWITT,
Saçının rengi biraz daha koyu ve ıslak, cildi buhar banyolu, üzerinde herzamanki beyaz bir gecelik, gögüsler şirin ve görünük. Öpüşseniz bile baba olacaksınız hissi veren uhrevi kadınlık. Ayak parmakları, inci terliği, bir kadın, 7. boyuttan Jenny...
Odasındaki buharlı jakuzi geniş ve gül yapraklarıyla bezeli. Aslında konuşmuyoruz. Sanki otele erkek atılma ritüeli, atan Jenny.
Beyaz elbisesini bronz teninden çıkarıyor tansiyonumun müziği eşliğinde. İşte gerçek Jenny.
Gögüsler ve kalça erkeğe sunulmuşluğun kanıtları, daha ne diyeyim. Seviye farkları, geçişlerdeki uyum, dirilik ve çağrısı, ses dizideki özenilmiş sesin daha berrağı, Jenninin sesi..
Dişlerin sırrını öğrenmek için soru sormak anlamsız. Jenny!nin dişleri.
Işığa gidilecek an, final, gecekondumuz jakuzi, nişanımız dudaklarımız, iniltilerimiz düğünümüzün dans müziği, ruhumuz tek, benim ve jenninin ruhu......
Bu dizi asla bitmemeli. Bu Hewitt hanımefendi ekselansları beni gerçek bir rüyada ışığıyla buluşturduğu için.....
Birde bana giderken "-bay bay Mr. Ayışığı" dediği için.
Cenevreden şimdilik sevgilerle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder