Akşehir beldesinin Armutalan nahiyesinde padişah 8. Zinaeddin'in ilk avcılık tecrübesi aldığı ormanda geçer adı geçen hikayemiz.
Dünya İncil konseyince sit alanı seçilen belde, fena halde umuma açık olmasından kaynaklı olarak, bütün erkanı, sadberki civanı, desti humayunu, cezbü hemaseti, vede ne kadar ulufe cemiyet varsa hepisini mesiresel manada ağarlıyordu.
Ne zaman ki halifelik Mısır royaltesine geçti, işte o zaman bu şirin ormanın her bir katresi tanem tanem bataklığa dönüştü. Kutsal ulvi bezemeli kuşların ormanı terki ile diye de rivayet olunur.
Daha sonra yapılan riyazi aritmatiklere göre her bir ağacın dibinde bir haftada 80'e yakın fuhşu recazet yapıldığı tatbik buyuruldu. İşte bu hesaba göre, kütle hesabına dalarsak, her sevişmenün cürmü ispermatiği, vede temizlenmeye dökünülen gülsuyu bileşiminin simyası derecelendirildiğinde ortaya amunyum nitrat ve biraz sitrat çıkar ki, maddenin özelliği, ağaç köklerini kurutması ve toprağın yapısını luabalileştirmesi kanun buyruldu.
Yani nereden bakarsanız bakın, bu civan koruluk, en sonunda hicran bir bataklığa dönüştü. Sülfür püskürür hale büründü, ve ekolojisi ile çevreyi süründürür nitelik kazandı.
Buradan çıkan asri hikaye ve talukat şudur ki,
Buradaki şebnemi orman aslında genç kızlığa dalalet olur, fuhşu recazet ise nikahsız sevişme, ispermatik ise sperm manalarına gelir.
Padişah zinaettin ise bildiğiniz ilk zina denemeleridir.
Erkek asla ve asla bir kadına rızası dışında sahip olamaz, kadın sevişme konusunda daha güçlü olan hayvandır.
Yani bataklık canavarı diye kuralsız sevişen kadına derim ben,
En yaratık canavarların içimize kamp buyurdukları gibi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder