Ruhumuza ne oldu deyip deyip durmak ve onu eski albümlerde aramak, görerek onu yakalamak çabası oldukça boşa bir çaba..
İletişim gelişti diyoruz, gelgelelim, komşumuzun öldüğünü ancak yıldönümünde öğreniyoruz. Akrabamız çocuk doğuruyor, çocuğu ancak mezuniyet töreninde görerek doğumunu kutluyoruz. Hani insanlık suçu derlerya, bunlarda kişisel insanlık ayıplarımız.
İletişim eğerki insanlar arası ruhsal diaolog yaşıyorsa var demektir. Şu an okuduğunuz fikirler asla bir iletişim değil, aradaki aracı makine ve kabloların size taşıdıklarıdır. Benden aldıklarını..
Bu tehlikeyi farkına varamadan algılayışım kızlarla ilk telefon görüşmelerimde yaşadığımdı. Telefonki sadece sesti ve kendi beyanlarımı hayaldünyam ile süsleyerek çok daha özgüvenli iletişiyordum. Sonra gerçeği karşıma geliyordu. Yemek yiyen, soluk alan, uzayda yer işgal eden, yüzüne sürdüğü boya kusurlu olan, masrafa yol açan, benim zirve kaliteme ulaşamayan dişi insanlarla diyaloğum, yani sesin sahibiyle olan, gerçekle olan diyaloğum sorunları bölünerek çoğaltıyordu, kısacası, kayboluyordu telefondaki sihir. Telefondaki bin kelime, gerçeğine bir kelime kadar etkili değildi.
Meselemize dönelimden önce, ilk öptüğüm kızın ağzı koksaydı sanırım ömür boyu androjen bir adam olma tehlikesi bile vardı. Çocukken beni köpek ısırması etkisi gibi.
Evet iletişimde ruh aktarımı yok; etkisi güngeçtikçe erimekte. Yani ortam müsait değilse iletişim kayboluyor, biz iletişmiyoruz, "iteleşiyoruz," mesaj paramparça olunca, anlayışın anlamayışı zuhur ediyor. Artık hissedilen tehlikeyi geçtik, "kaç gün ömrü kaldı iletişimin," oradayız..
Hapsettiğimiz ruhları denizin dibinden çıkarmak, ve iletişimin sadece insandan insana gerçekleşebileceğini kendimize yedirmek zorundayız. Eski kült filmlerdeki klişe başlığıma, "kerhaneden kadın alma" ritüeline ne kadar ters baktığınızı biliyorum. Aşağıladığınızı biliyorum. İletişimsizliğin yarattığı karton dünyanıza ne kadar arabesk geldiğinide anlıyabiliyorum.
Fakat bu olayın gerçekleşebileceği kadar insandan insana akan o saf iletişimin nelere kadir olduğunuda sanırım görmek mümkün. Kalıplarınızın yarattığı iletişim bloğundan arada derede sızan kablolara bağlı iletişimle siz;
KERANEDEN KARI ALAMAYACAK KADAR İLETİŞİM BOZUKLUĞINDASINIZ, VEYA BİZLER BURADA KERANEDEKİ KARI SIFATINDAYIZ, RUHUNUZ İSE SİZE UZAKTAN BAKMAKTA BİLE ABES GÖREN DAMAT KISMETİNİZ....
mustafamehir@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder