Doğa-tabiat abimizin duruşundan çıkarılan hikayelerle mutlaka buluşmuşluğunuz vardır. Sosyo-kültürel hayatımıza etkileri vardır bu hikayelerin. Bende, aforizmik olaraktan bir tane uydurdum. Hikayeyi nasıl tamamlarsam veya tamamlayabilirsem, sonuç ta öyle olacak. Yada hiçbir sonuç olmayacak.
Kartal 1500 lü irtifalarından aşağılara şöyle bir bakıvermiş. Görmüş ki, cılız bir fare kendisine aldırışsızın zıplar durur. Hemen indirmiş irtifayi metrelere, şanına ağır gelmiş bir farenin fütüratsızlığı.
Son 10 metrede kartalı algılayan fare, üç seri hareketle ( 1 ve 2 ve 3 ) ayva büyüklüğünde bir kayanın göbek deliğinden içeri atmış kendini. Hatta son sıçramasında üzerinde sektiği taş oynak olsaymış, manevrasını yapamadan kartalın mide sütüne kavuşacakmış.
Kartal etrafı tozutarak inişini gerçekleştirmiş, ve gelmiş farekaya'nın yanına:
-Sen sefil fare, benim buralardaki hükümdarlığımı bilmezmiş gibi ne fink atarsın dağın gömecinde?
diye kanları donduran bir çığlık atmış.
-Kardeşim, hayvan hakları diye birşey var, sen havada istediğince süzül, yerleri bize bırak, git işine, demokrasime-özgürlüğüme mani oluyorsun.
Bu cevapla tüyleri titreyen kartal, farenin cüretine öfke ile karşılık vermiş.
-Herkes yerini bilecek, bana hak hukuk demokrasi'den bahsedeceğine, aman dile de, senin yaşamını bağışlama ihtimalim olsun.
-Sen kendi alemindesin eski kartal. Bu içinde yeraldığım kaya bazalt olup, senin hayvani kuvvetin bu kayayı yardırıp, bana ulaşmana yetmez.
-Ben değil bu kayayı, bu kayanın misli büyüklüğünde kurdu, kuşu, maymınu yuvasından söküp alırım, sen bu kayaya güvenme, hiçbirşey yapamazsam alırım kayayı çıkarım bulutların üstüne, soğuktan nefes alamaz, gidersin fareli köye..
-Bak tarihi kartal, sen şimdi beni sözleşmesiz akitsiz dışarı çıkartacağını sanıyorsun, ama çok beklersin. Farzedelimki çıktım ve beni antidemokratik bir şekilde yuttun, bu senin sadece 2 kanat çırpışın kadar enerjik kılar, sen en iyisi 725 sayılı seferini geciktirme, bu olanlardan faceye mesene yazmayayım, harbi sitirgit..
-Ben kurda kuşa ite fareye itibarımı yedirtmem, burada bekleyeceğim, helbet o kayadan çıkacaksın seni soğuk kanlı.
-Bak, iki gram mantık düşünelim. Bi kere national geoprafik kameralarına malzeme oluyorsun. Hemde senin gücün, konsantren ve diğer alametlerin, 20 gramlık bir fare için nereye kadar stand edebilir. Bu şartlarda yarım saat sonra bütün şarjın ve kas koordinasyonun bitecek. Benim için hava hoş ve loş. Yıllık uykumun bir dilimini burada geçiririm. Şartlar yavaş yavaş aleyhine dönüyor. Dağ aslanı kokusu alıyorum, bak bu inattan vazgeçmezsen, yavruna kargalar bakar, pavyona keraneye iterler, söylemedi demeyesin.
Sonuç şu:
Kartal olsanız ne yapardınız?
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder