Kanında demir eksikliği olan şu garip neslimin dayandığı karton kalelerden biride SPS FACEBOOK.
Kifayetsizliğin perdesi, ağlama duvarı, samimiyetsiz mezar ziyareti.
Duyguların butonlaştırılmışı, betonlaştırıldıktan sonraki.
Ben duramam, şiir kakalarım şu feyse..
YAVŞAK FACEBOOK
Kadıköyden Modaya uzanabilir misin bir bahar akşamında,
Elinde bir yarım somun, yarısı martılarda.
İnsanlığı nasıl olur da; bu kadar ormansızlaştırırsın,
Butonlarda, entırlarda, kablolarda.
Seni icad eden belli ki; mezarlığın faresi
Satacak içini, dışını, bütün bilgilerini,
Adın kerhaneye düşünce anlarsın
Sosyal paylaşım dediğinin acizliğini.
İnsanlığı iletişimsiz hale ilettin
Moda oldun, aramızı hiç ettin
Sen geldin geleli hepimiz bir sayfayız.
Beyaz sayfalarımızı da başlamadan piç ettin.
Al piçin Twittırı da, hayatımdan çık artık
Ne muhabbetin muhabbet, sadece 2-3 tık,
Ben dost yüzü isterim gülümseyen karşımda,
Senin bütün sayfaların soğumuş bir mezarlık.
Gerçekten dost olanlar senin kaleni yıkar,
Facebukla doğmadık ki, olmasan da milim sıkar.
Kendini nimet sayma; bu dünya evvel ahir,
Elbet birgün facebuklarında faceboku çıkar.
Mustafa MEHİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder