Son beş sayıyoruz ramazana.
Ramazanda günahkar ruhumuzu kutsal bir emanet olarak bırakanlardan olur ve şakai bir deyişle kutsal 11 aylara gireriz.
Malumun ilanı bu kutsal ayın faziletlerinden bahsederek bahşetmeyeceğim, bilenler bilir tarzımı.
Ben sadece eşi benzeri bu güzel ülkede görülen evrilmeleri dikeceğim gönül bahçemize, fide fide.
Ramazan ibadeti oruç ve diğer kardeşleri, nasıl karşılarsak ona göre karşılar bizi. Of puflarla şişecek bir iç sıkıntısı derlerseniz, sizi of pufun alasına sokar, krize bandırır. Sevgiyle karşılarsanız ramazanı, giderken de ağlarsınız. Akan gözyaşı silinip giden günahlardır, ve inanın 2 damla gözyaşı cehennemi söndürmeye yeter. Bilmem ne zannetmiştiniz amma.
Türk tebası ramazan ayında yıllardır aynı lambayı yakar. Miskinlik, işten kaçma, içe çökme, piyasanın üzerine yangın söndürücü sıkma, ilişkileri geri toplama, önemli kararları bayramdan sonraya bırakma, ve korkunç bir enerji tasarrufu. Peki Allah ne demiş bu uğurda: Ramazan ancak bir meşakkak ibadetidir. Yani kendini nadasa alarak savabileceğin bir dönem değildir. Kendince dengeleyeceğin, kendine göre transforme edeceğin, kırpıp, kısacağın...
Toplumun aynı hizzada buluşma çizgisidir ramazan. Bodrumda kuş adası ve adalarda, madolarda yüklenen günahların boşaltım istasyonudur. Dev uçaklarda, pırpır teyyarelerde o meydana iniş yapar boyalarından arınıp. Aynı sofrada aynı çorba ile hidayetlenirler.
Benim havalanımda Sultanahmet olacak en az 3 en çok 5 gün, nedenmi, ilahi mahşerin dünyadaki en ilahi komedyası bu meydanda kutlandığı için. Japon kucimatsu, irlandalı ırene, holander Gustav, yamyam makumba, hintli Jundi, İsrailli peres ve dünyanın çeşit organizması burada aynı çorbada evrildiği için.
Haydi gel, bizimle ol, hatta bizleri kov çorba tasından. Allah yolunda koşalım Mahşerde buluşalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder