Sen sendin ben ise ben, evrenin hediyesi değiliz aslında hiçbirimiz...
Toprağı eşeleyecek ve sulayacak ve ekecektik değil mi, böyle büyüyecekti ekinler. Güneşe ve belkide bize muhtaç tı çiçekler.
Kim ne için ne kadar fedakar olacaktı ki başka türlü.
Hiçbir izahat bir karşılık etmese de, sıfırdan bir çıktı, ben kaldım.
Göremedim emeği ve fedakarlığı ne benden ne senden.
Solmuş aşklar müzesinin arşivinde bir yaprak olduk, "zaman" denilen farenin kemirdiği.
Yinede bu çocuğu doğurmamalıydı zaman, caminin bahçesinde köknar, mezarlıkta bir selvi, patikanın yanı solgun papatyalar.
Üzgünüm ne demeliyim, tarihim seni düşman olarak kaydetmek zorunda kendime saygım kadar.
Benim iman dolu gönlüm gibi daha bir sürü bahçelerim var, bahçelerin solmuş çiçekleri arasında da aşkımızın mezarı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder